Şu An Okunan
‘Özgür Sinema Bülteni’ – Ekim 2022

‘Özgür Sinema Bülteni’ – Ekim 2022

Sayıştay: Türkiye’nin Sinema Belleği Risk Altında

Sayıştay’ın Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yaptığı denetim, Sami Şekeroğlu Sinema–TV Merkezi’nde bulunan film arşivinin tehlike altında olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Raporda “Türkiye’nin sinema belleği niteliğindeki söz konusu eserlerin tahliyesi geciktikçe eserler deforme olmakta, riskli bir yapı içerisinde tutulduğundan tamamının yok olması tehlikesi ortaya çıkmaktadır,” ifadelerine yer veriliyor. Yasal düzenlemelere göre üniversitenin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da söz konusu eserlerin güvenliği ve tahliyesi konusunda sorumluluk altında olduğuna dikkat çekiliyor. Rapora göre merkezde, 6011’i yerli olmak üzere 10 bine yakın film bulunuyor ve yanma tehlikesi barındıran Nitratlı film sayısının ise 2355 adet olduğu belirtiliyor. Arşiv depoları dışındaki “kalorifer dairesi gibi” yerler toz ve atık içinde yığıldığı, paslı kutularda bulunan bir kısmının zarar görmüş olduğunun tespit edildiği raporda, nitratlı filmlerin “diğer filmlere göre daha özel koşullarda saklanmaları” gerektiğine de değiniliyor.

Kampüssüz Sinemacılar: “Filmin Sonu Geliyor Kayyum Balmumcu’yu Geri Alacağız” MSGSÜ 2022 mezuniyet töreninden

Altyazı Fasikül olarak Handan İnci Elçi’nin Ocak 2019’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi‘ne cumhurbaşkanı tarafından rektör olarak atanmasından bu yana merkezde yaşanan gelişmeleri derlemiştik. Öğrenciler tarafından “kayyum rektör” olarak anılan Handan İnci, öğrencileri ve üniversite bileşenlerini sürece dahil etmeden kararlar almakla sık sık eleştirildi. Öğrenciler İnci’nin Sami Şekeroğlu Sinema–TV Merkezi’ne arşiv bakımı konusunda teknik bilgiden yoksun kişileri yönetici olarak atamasını eleştirirken, Balmumcu kampüsünde yer alan binanın deprem riski nedeniyle tahliye edilmesine de karşı çıkıyorlardı. “Balmumcu’dan vazgeçmeyeceğiz!” diyen öğrencilere göre, binanın güçlendirme/restorasyon ihtimali değerlendirilmeksizin tahliye edilmesi yönündeki karar, “rant uğruna bir yıkım”a işaret ediyor. Sayıştay’ın raporu, bakım ve koruma konusunda öğrencilerin eleştirilerini teyit ederken, tahliyenin gecikmeden yapılmasına dikkat çekerek İnci’nin almış olduğu kararı onaylıyor.


Antalya’da Ödül Aldı, Boğaziçi’ne Girişi Engelleniyor

Geçtiğimiz yıl kurgucu Özcan Vardar’ın Film Kurgusu dersini ve öğretim üyesi kartını iptal eden Boğaziçi Üniversitesi’nin kayyum yönetimi, Ekim 2022’de Vardar’ın üniversite mezun kartını da iptal etti. Okuldaki görevi ‘formel eğitimi yok’ diye sonlandırılan Vardar, Kurak Günler (2022) filmindeki çalışma arkadaşı Eytan İpeker ile birlikte Ekim ayında düzenlenen 59. Antalya Altın Portakal Film Festival’inde En İyi Kurgu ödülünü aldı. 8 Ekim’de düzenlenen ödül törenindeki konuşmasında Boğaziçi Üniversitesi’ndeki kayyum yönetiminin Mithat Alam Film Merkezi’ne yönelik müdahalelerini de protesto eden Özcan Vardar’ın kartının bu konuşma sebebiyle iptal edildiği ortaya çıktı.

Festival öncesinde okula mezun kartıyla girmekte sorun yaşamayan Vardar, etkinlik sonrası üniversiteye gittiğinde okulun Bilgi İşlem Merkezi’nden kartının iptal edildiğini öğrendi. Vardar’ın isminin yanına, “Fazıl Önder Sönmez’in isteğiyle iptal edildi” notu düşülmüştü. Mithat Alam Film Merkezi’nin de emekçilerinden olan Özcan Vardar, üniversitenin rektör yardımcısı Fazıl Önder Sönmez’in bu keyfî uygulamasına karşı dava sürecini başlatacağını belirtiyor.


Uygar Can Çetinkaya Davasında 10. Duruşma

Yapımcılığını Kolorwork film şirketinin üstlendiği Sardunya (2021) adlı filmin 28 Temmuz 2018 günü yapılan çekimlerinde elektrik akımına kapılarak yaralanan ışık asistanı Uygar Can Çetinkaya, 30 Aralık 2018 tarihinde yaşamını yitirmişti.

Uygar Can Çetinkaya

Olayla ilgili açılan davanın 10. duruşması 20 Ekim 2022 tarihinde 1. Urla/İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Bir sonraki duruşma 15 Aralık 2022 tarihinde gerçekleşecek. Konuyla ilgili bu duruşmada sektör bilgisine başvurulan Sinema-TV Sendikası başkanı Ufuk Demirbilek’in görüşlerini aldık: “Işık asistanı meslektaşımız Uygar Can Çetinkaya’nın 10. duruşması için mahkemedeydik. Sanıklar arasında yer alan ışık şefi arkadaşımız, mahkeme heyeti tarafından atanan bilirkişi heyeti tarafından asli sorumlu olarak görülmektedir. →

Savcının mütalaası bu tespit üzerinden verilmiştir. Daha önce hazırlanan bilirkişi raporları da var. Mahkemenin atadığı bilirkişi heyeti, setlerin yapısına ve işleyişine dönük: İşçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanını, paramedik sağlık ekibini ve ambulansı, çalışma hayatımızın en önemli gereksinimleri olarak varsaymalıdır. İş kazaları, tümdengelim bakış açısıyla ele alınabilir. Yani yasadan olaya, etkenden etkiye diğer ifadesiyle oluşu etkileyen koşullara bakılarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Setlerde: İş Güvenliği (İSG) uzmanı bulunmuyorsa, paramedik sağlık ekibi yoksa ve/veya ambulansa gerek görülmüyorsa, bedelini hayatımızla ödüyoruz! Mahkemede asli kusurlu bulunuyoruz! Kamu fonlarıyla ya da milyonluk bütçelerle proje çeken yapımcılar, işçi sağlığı ve iş güvenliğine gereken önemi vermiyorlar. Çalışma koşullarının yarattığı ağır umursamazlık hali, adalet arayışında ‘önemsiz bir kararla’ son bulsun istemiyoruz. Koşullar her ne olursa olsun mücadelemiz devam edecektir.”

Antalya’da Sinemacılar Çiğdem, Mine ve Erhan’ı Unutmadı

Ekim ayında düzenlenen 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde sinemacılar, tutuklu meslektaşları Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Erhan Örs için çeşitli eylemler yaptı. Ulusal Uzun Metraj Yarışması filmlerinin gösterildiği salonda Gezi Direnişi davasında hapis cezasına çarptırılan Çiğdem Mater ve Mine Özerden için iki boş koltuk bırakılması, sahneye çıkan sinemacıları meslektaşlarının yaşadığı haksızlığa dikkat çekme konusunda teşvik etti. Ulusal Yarışma’nın jüri başkanı Yeşim Ustaoğlu tutuklular için özgürlük talebini dile getirirken, jüri üyelerinden belgesel yönetmeni Elif Ergezen, “Çekilmemiş belgeseli gerekçe gösterilerek tutsak edilen arkadaşımız Çiğdem Mater’e ve siyasi tutsaklara selam gönderiyoruz” ifadelerini kullandı; En İyi Edebiyat Uyarlaması Senaryo ödülünü kazanan Burcu Aykar ise konuşmasını  “Aşk aşktır, Gezi onurumuzdur” diyerek bitirdi. Festivalde En İyi Yönetmen ödülünü alan Kurak Günler‘in yönetmeni Emin Alper de filminin galasında yaptığı konuşmada, boş bırakılan koltuklara işaret ederek “dostlarımızı tutuldukları yerlerden çıkarıp layık oldukları yerlere oturtacağız” dedi.

Kurgucular Dayanışması üyeleri Antalya’da tutuklu üyeleri Erhan Örs için eylemde.

Karanlık Gece (2022) ile festivalde En İyi Film ödülünü alan yönetmen Özcan Alper ise filminin gala gösteriminde Çiğdem Mater ve Mine Özerden’in yanı sıra, yaptığı bir belgesel kurgusu suç delili sayılarak Haziran ayında tutuklanan Erhan Örs‘ü de andı. Antalya Film Forum’da Renk Düzenleme ödülünü alan Daimi Arama projesinin yapımcısı Enis Köstepen de tutuklu sinemacıları anarak “Umuyoruz ki bu filmi bitireceğiz ve yakında özgürlüğüne kavuşacak arkadaşlarımızla birlikte izleyeceğiz” dedi. Ülkedeki baskı ortamıyla doğru orantıda siyasi konuşmaların yapıldığı ödül töreni gecesinde Karanlık Gece‘nin (2022) senaristlerinden Murat Uyurkulak En İyi Senaryo ödülünü alırken “Bugün günlerden cumartesi. Bu ödülü, on yıllardır devletin kaybettiği evlatlarına, çocuklarına bir mezar arayan Cumartesi Anneleri’ne ithaf ediyorum” ifadelerini kullandı.


Erhan Örs’e Uluslararası Kurgucu Birliklerinden De Destek

Kurgusunu yaptığı bir belgesel gerekçe gösterilerek yaklaşık beş aydır cezaevinde tutulan Erhan Örs‘e uluslararası kurgucu organizasyonlarından da destek geldi. Farklı coğrafyalardan kurgucu birlikleri her yıl Ekim ayında Köln’de düzenlenen Edimotion festivalinde bir araya geliyor. Bu yıl festival kapsamında düzenlenen forumuna Türkiye’den Kurgucular Dayanışması’nın üyeleri de katılarak üyelerinin tutukluluğunu gündeme getirdi. Akabinde, Kurgucu Birlikleri Federasyonu TEMPO, mesleğini icra etmesi nedeniyle Türkiye’de bir kurgucunun tutuklandığını öğrenmelerinin kendilerini şok ettiğini dile getirirken, İspanya’nın kurgucular birliği AMAE üyeleri “kurgu suç değildir” pankartlarıyla fotoğraf çektirdi, Fransa’daki kurgucuların derneği Les Monteurs Associés (LMA) ise Kurgucular Dayanışması üyeleriyle dayanışma göstererek Erhan Örs’ün serbest bırakılmasını talep etti. Katalan Kurgucular Birliği AMMAC da Erhan Örs’ün ve ayrıca İran’da 16 Ekim’de tutuklanan sinemacı Nik Yousefi‘nin serbest bırakılmaları yönünde açıklamalar yaptı.
İlk duruşması, aynı dava kapsamında tutuklanan GÖÇİZDER derneği üyeleriyle birlikte 13 Aralık 2022‘de görülecek olan Erhan Örs ise cezaevinden gönderdiği mesajda “bir acayip kurguyla tutuklandım, sizler bu kurguyu zaten biliyorsunuz” ifadelerini kullandı.


Susma Bitsin: Susmazsak Biter

Susma Bitsin platformu, kurgu yönetmeni Mertkan Bozkurt’un cinsel saldırı, cinsel taciz ve hakaret suçlarından yargılandığı davanın 6 Ekim 2022’de görülen üçüncü duruşması öncesi şikayetçi İlay Arıkan’a destek mesajı yayınladı.
Yine Ekim ayında, bir başka cinsel saldırı davasıyla ilgili önemli bir gelişme yaşandı: Oyuncu Nazife Aksoy’a cinsel saldırıda bulunmaktan yargılandığı davada 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları oyuncusu Uğur Arda Aydın‘ın cezası İstinaf Mahkemesi tarafından onandı. Bu haber üzerine bir açıklama yapan Susma Bitsin “Biliyoruz ki, bir arada olursak biter” ifadelerini kullandı. Platform ayrıca ek bir açıklama yaparak ‘cinsel taciz’ ile ‘cinsel saldırı’ arasındaki farka dikkat çekti.

Ekranlarda Sansür: Ekim 2022’de bağımsız medyaya yansıyan sansür vakası, TRT Belgesel kanalında 16 Ekim’de yayılanan Hayvanların Dövüş Kulübü adlı belgeselde gösterilen Uganda kob antiloplarının cinsel organlarının buzlanmasıydı. Daha önceki sansür uygulamalarının dökümü için Ekranlarda Sansür sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.