Şu An Okunan
Sinemacılar: Mithat Alam Film Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi’nde Özerk Kalmalı

Sinemacılar: Mithat Alam Film Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi’nde Özerk Kalmalı

Kayyım rektör olarak anılan Naci İnci’nin başkanlık ettiği Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, Mithat Alam Film Merkezi’nin (MAFM) yöneticilerini görevden aldı, sinemacılar itiraz etti. Merkezin bağımsızlığına tehdit olarak görülen kararı protesto eden sinemacılar, MAFM’nin üniversite içindeki mevcut özerk yapısını koruması gerektiği görüşünde.

Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nin (MAFM) genel koordinatörü Zeynep Ünal ve projeler yöneticisi Elif Ergezen, üniversitenin kayyım rektörü Naci İnci’nin başkanlık ettiği Boğaziçi Üniversitesi Vakfı (BÜVAK) yönetim kurulu kararıyla görevlerinden alındı.

Elif Ergezen, 2007’den beri merkezin teknik koordinatörü ve proje yöneticisi olarak çalışıyordu. Zeynep Ünal ise 2011’de proje ve etkinlikler yöneticisi olarak merkezde çalışmaya başladı, Mithat Alam’ın 2016’daki vefatının ardından Alam’ın kurucusu olduğu Mithat Alam Eğitim Vakfı (MAEV) tarafından 2017’de genel koordinatör olarak atandı.

Her ikisi de MAFM’nin faaliyetlerini giderek kısıtlanan bütçelere rağmen vefakarca sürdüren ve öğrencilerle yıllar içinde sıkı bağlar geliştirmiş isimler. Görevden alındıklarını 12 Ağustos Cuma günü sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla duyuran Zeynep Ünal, Elif Ergezen’le birlikte kampüse girişlerinin engellendiğini belirtti. Aynı günlerde, Atatürk Enstitüsü’nün seçilmiş müdürü Prof. Dr. Cengiz Kırlı da görev süresi bitmeden görevden alındı. Öte yandan, mahkeme kararıyla işine geri dönen belgeselci ve sinema akademisyeni Can Candan’ın da sözleşmesi yenilenmedi ve üniversitedeki ofisi boşaltıldı. Tüm bunlar, Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım rektör yönetiminin yeni akademik dönem başlarken üniversitedeki yapıların özerkliğini ortadan kaldırmayı hedefleyen bir operasyona giriştiğinin göstergeleri olarak yorumlanıyor. Zeynep Ünal’ın genel koordinatörlük görevinden alınması aynı zamanda hukuksuzluk olarak değerlendiriliyor, zira Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü, BÜVAK ve Mithat Alam arasında yapılan şartlı bağış sözleşmesi uyarınca genel koordinatörlük görevi ile ilgili kararlar Mithat Alam’ın vefatının ardından MAEV’in sorumluluğunda.

Nuri Bilge Ceylan: Karar Hakkı Öğrencilerin ve MAEV’in

Mithat Alam’ın hayatta olduğu dönemde göreve getirilen, yıllarca Alam’la birlikte çalışan ve kendisinin gönül rahatlığıyla Merkez’i emanet ettiği Zeynep Ünal ve Elif Ergezen’in görevden alınmasının ardından, yolu Mithat Alam Film Merkezi’nden geçmiş pek çok sinemacı süreçle ilgili endişelerini ve tepkilerini dile getirdi. 

Türkan Şoray Gazete Duvar’a verdiği demeçte “Mithat Alam Film Merkezi, bir sinema tutkunu ve dostum Mithat Alam’ın kurduğu çok değerli bir okul. Sinemayla biraz haşır neşir olanların muhakkak yollarının düştüğü önemli bir miras” dedi. Yine Gazete Duvar’da, yönetmen Tayfun Pirselimoğlu “Merkezle alakalı gelinen nokta derin bir vahameti işaret ediyor. Bu gidişat sonraki aşamalarla alakalı derin kuşkular duymamamıza neden olacak ölçüde sıkıntılı. Kötü yazılmış bir senaryo ile karşı karşıya kalmadığımızı, yapılan yanlışlardan dönülerek bu kıymetli kuruma daha fazla zarar verilmemesi yönündeki taleplerin karşılık görmesini, bu seferliğine filmin mutlu bir sonla bitmesini ummak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Yönetmen Reha Erdem de Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “(Mithat Alam Film Merkezi) sevgili Mithat Alam’ın ölümünden sonra da hiç ivme kaybetmeden aynen yoluna devam etti. Ancak son günlerde merkezin iki yöneticisinin rektör imzası ile BÜVAK tarafından görevden alındığına, yapılan açıklamaların yaşananlara asla uymadığına kaygı ve üzüntüyle tanıklık ediyorum. Türkiye sinemasına emek vermiş yönetmenlerden biri olarak sürecin bu şahane kuruma zarar vermeyeceğini umuyor, olanları dikkatle izliyorum” dedi.

Bir Zamanlar Anadolu‘da (2011) filminin gösterime girmesinin ardından 6 Ekim 2011’de Nuri Bilge Ceylan’la Mithat Alam Film Merkezi’nde bir söyleşi gerçekleştirilmişti.

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan ise T24’e yaptığı açıklamada Boğaziçi Üniversitesi’nden 2010 yılında fahri doktora unvanı aldığında Mithat Alam Film Merkezi’nde yaptığı konuşmayı hatırlatarak “Boğaziçi Üniversitesi’nin yasakçı olmayan, öğrencilere tüm imkânlarını cömertçe sunan ortamı”nın önemine dikkat çekti. Üniversitenin bu özgürlükçü gelenekten 2021’in başından beri giderek uzaklaştığını gözlemlendiğini söyleyen Ceylan, Mithat Alam Film Merkezi’nin yönetimine müdahale edilmesini de bu gelişmelerden biri olarak ele aldı: “Benim için Mithat Alam Film Merkezi’nin geleceği ile karar hakkı en başta öğrencilerdedir, ardından da Mithat Alam Eğitim Vakfı’nın tasarrufundadır.”

BÜMED: Merkezin Mevcut Yapısı Korunmalı

Ceylan’ın “Umarım Mithat Alam’ın kemiklerini sızlatacak bir şeyler düşünülmüyordur,” diyerek dile getirdiği olası vahim senaryolardan birini merkezin görevden alınan projeler yöneticisi Elif Ergezen, Evrensel gazetesine yaptığı açıklamada söze döküyor: “Yaşadıklarımızın bir gecede kurulma kararı alınan İletişim Fakültesi ile bir ilgisi olduğuna dair işaretleri almaya başladık.” Son süreçte yaşanan, merkezin anahtarlarının değiştirilmesi gibi bazı gelişmeler, kayyım rektörlüğün Mithat Alam’ın bağışlarıyla inşa edilmiş binayı, henüz açılmayan İletişim Fakültesi’nin bir parçası kılma yönündeki planlarına işaret ediyor. Oysa gazetelere görüş veren birçok sinemacının dile getirdiği üzere, Mithat Alam’ın üniversite ve BÜVAK’la yaptığı şartlı bağış sözleşmesinde, merkezin üniversite içinde başka bir amaçla kullanılamayacağı ve Mithat Alam Eğitim Vakfı’na bağlı özerkliği açıkça belirtiliyor. Müjde Ar’dan Hülya Koçyiğit’e, Hale Soygazi’den Nuri Bilge Ceylan’a, Pelin Esmer’den Ekin Koç’a, farklı dünya görüşüne sahip ve farklı kuşaklardan sinemacıların merkezin özerkliğini destekleyen açıklamalar yapmış olması, bizzat bu özerk yapının korunmasının ne kadar değerli olduğuna dikkat çekmekte. Merkezin Mithat Alam’ın öngördüğü kapsayıcı niteliğini ancak özerkliğini koruyarak devam ettirebileceği hususu, yapılan açıklamaların işaret ettiği temel nokta. Boğaziçi Mezunlar Derneği (BÜMED) de 22 Ağustos’ta yaptığı açıklamada bu noktaya işaret etti ve “merkezin mevcut yapısını korunması” talebini dile getirdi.

Enis Köstepen: Zarar Vermelerine İzin Vermeyeceğiz

Mithat Alam’ın kişisel bağışıyla 1999 yılının Aralık ayında kurulan Mithat Alam Film Merkezi, o günden bugüne düzenlediği film gösterimleriyle, ağırladığı sinemacılarla, Görsel Hafıza Projesi gibi sinema tarihimizi kayıt altına alan uzun soluklu projeleriyle, yayımladığı kitaplar ve öğrenciler tarafından çıkarılan Sinefil dergisiyle, sinema bölümü olmayan Boğaziçi Üniversitesi’ni Türkiye’de sinemanın vazgeçilmez buluşma noktalarından biri hâline getirdi. Merkez ile Altyazı arasındaki bağları hatırlatan bir yazı için Altyazı Sinema Derneği’nden Enis Köstepen’in kaleme aldığı Mithat Alam Film Merkezi ve Karar Hakkı başlıklı makaleye göz atabilirsiniz.

Altyazı Sinema Dergisi de Boğaziçili bir grup öğrenci tarafından kurulmuş, yıllarca Boğaziçi Üniversitesi Vakfı bünyesinde yayımlanmış, ardından 2018 sonunda, rektörlük seçimlerine katılmadan cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörü Mehmed Özkan’ın inisiyatifiyle üniversiteden uzaklaştırılmıştı. Ne yazık ki son süreçte yaşananlar, Mithat Alam Film Merkezi’nin, kurucusunun vasiyetine ve hukuki anlaşmalara aykırı şekilde kayyım yönetimi tarafından ele geçirilmeye çalışıldığına işaret ediyor. Fakat Köstepen’in yazısında dile getirdiği üzere, Mithat Alam’ın ve MAFM’nin yüzlerce dostu ile merkezin çalışmalarının asıl yürütücüsü olan öğrenciler tek bir amaç etrafında buluşmuş durumda: “Zarar vermelerine izin vermeyeceğiz.”