Şu An Okunan
TRT’den Osman Kavala dizisi: Karalama kampanyası

TRT’den Osman Kavala dizisi: Karalama kampanyası

Hayatını toplumsal barışı güçlendirecek kültürel faaliyetlere adayan Osman Kavala’nın yaşam hikâyesini çarpıtan TRT yapımı Metamorfoz dizisi büyük tepki gördü. Dizi, Anadolu Kültür’ün kurucusu olan Kavala’ya yönelik karalama kampanyasının parçası olarak görülüyor. Metamorfoz ilk bölümünde Kavala hakkındaki defalarca kez çürütülmüş casusluk iddialarını merkeze alıyor. Kavala’nın hukuksuzluklarla örülü dava süreciyle ilgili sıkça atıfta bulunulan Kafka da dizinin manipülatif tarih anlatısına alet ediliyor.

TRT, yeni dijital platformu tabii’de yayınlanan Metamorfoz (2023-) adlı diziyle, serbest bırakılması yönündeki AİHM kararına rağmen yaklaşık altı yıldır cezaevinde tutulan Osman Kavala’nın kişisel tarihini baştan yazmaya yeltendi. Gezi Direnişi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan hak savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’yı itibarsızlaştırmayı hedefleyen dizide Kavala üzerinden kurgulanan Teoman Bayramlı karakterini Can Nergis canlandırıyor. Dizinin senaryosunu Diriliş Ertuğrul (2014-2019) dizisinin de senaristi olan Mustafa Burak Doğu kalem almış. Yönetmen koltuğunda ise, kadrosu Gezi Direnişi’ne katıldığı için yayından kaldırılan Leyla ile Mecnun’un TRT’de yayınlanan ilk sezonunda (2011) yönetmenlik yapmış olan Murat Onbul oturuyor. Fragmanında Gezi Direnişi protestolarına ve Kavala’ya sıkça gönderme yapan dizinin ne başında ne de sonunda “Gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi bulunmamaktadır” uyarısı bulunmakta.

Slogan “birleştirici”, içerik ayrıştırıcı

Henüz sadece ilk bölümü yayınlanan Metamorfoz’un hikâyesi, tanıtım metinlerinde de, oyuncularının konuyla ilgili açıklamalarında da aynı şekilde tarif ediliyor. Buna göre dizi, eski bir solcu olan Teoman Bayramlı’nın, babasının ölümünün ardından şirketin başına geçmesiyle bir kapitaliste dönüşmesini anlatmakta.

Gerçek hayatta ise Osman Kavala’nın solcu öğrencilik yıllarının ardından istemeden iş dünyasına atıldığı, 2002’de kurduğu Anadolu Kültür ile birlikte ise kendini kâr amacı gütmeyen kültür faaliyetlerine adadığı biliniyor. Kavala hakkındaki casusluk iddiaları ise defalarca çürütüldü. Metamorfoz’un bu hayat hikâyesini çarpıtarak dönüşüm motifi ve casusluğu merkeze alması, dizinin amacının manipülatif bir tarih anlatısıyla gerçekliği ters yüz etmek olduğuna dair kuvvetli bir izlenim uyandırıyor. Sloganı “bizi birleştiren hikayeler” olan TRT’nin dijital platformu tabii’nin, bu kadar ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı bir içerikle 7 Mayıs 2023’te yayın hayatına başlaması diziye yönelik tepkileri arttıran unsur.

İlk bölüm: Devrimin ayak sesleri!

İsmiyle de metamorfoz (TDK’ye göre “başkalaşma”) kavramına işaret eden dizinin “Devrimin Ayak Sesleri!” adlı ilk bölümünde, Franz Kafka’nın aynı adlı öyküsüne de bir atıf var. Aleniyet gazetesinin iki çalışanı arasında Kafka’nın öyküsünden bahsedilen bir diyalogda şu ifadeler de sarf ediliyor: “Gerçek metamorfoz böyle bir şey değil, bir sabah uyanıp böceğe filan dönüşmüyorsun, ne oluyorsa her şey yavaş yavaş oluyor.”

Gazete çalışanları hemen ardından masalarının üstünde bir not buluyor. Önce şifre zannettikleri rakamların “Türkiye’nin tarihini yeniden yazacak” denli önemli olduğu söylenen, çeşitli tarihlerden gazete kupürlerine işaret ettiği ortaya çıkıyor. Böylelikle bu tarihler arasında gidip gelen bir “yavaş dönüşüm” hikâyesi başlamış oluyor. Bir not kağıdının işaret ettiği gazete haberleri üzerinden Türkiye tarihine dair komplo teorileri üreten dizinin “bir anti-emperyalistin sermayedara dönüşümünü” Amerikan dizilerine öykünen bir üslupta anlatması dikkat çekiyor.

Teoman Bayramlı, dizinin ilk bölümünde Güney Afrika’daki apartheid’a karşı Mandela’nın serbest bırakılması için eylem yapan devrimci bir genç olarak çiziliyor; hatta Buxton adlı, apartheid rejimine yardım eden bir silah tüccarına düzenlenen suikast girişiminde de rol oynuyor. İlk sezon alt başlığı olarak Kırılma’yı seçen dizi, dönüşümün yavaş olacağını ima etse de, 1982’den 1987’ye hızlı bir zıplama yaparak Bayramlı karakterini, bir yandan dergi çıkarırken bir yandan da otel ve teknoloji (kompüter) işlerine girmiş hırslı bir iş insanına çeviriyor.

Osman Kavala, dizinin işaret ettiğinin aksine, Yıldırım Türker’in deyimiyle “sermaye oyununda mızıkçılık yapıp” kendini sivil toplum çalışmalarına adayan bir figür olarak tanınmakta. Dizinin sunduğu hikâyenin tersine Kavala gerçek hayatta, sol düşünce ve demokratik kültürden gelen ilke ve değerlerine sırt çevirmiş biri de değil.

Örneğin, AKP iktidarı ve iktidarın politikalarına o dönem destek veren liberal çevreler Ergenekon davasındaki hukuksuzluklar karşısında sessiz kalırken, Kavala bu uygulamaları eleştiren bir yazı kaleme almıştı. Kavala, 2009’da hukukçu Haluk İnanıcı ile birlikte kaleme aldığı bu yazıda hukuk ilkelerine dikkat çekmiş ve davanın gazetecileri ve sivil toplum kuruluşu üyelerini hedef alan bir çizgiye evrildiğini öngörmüştü. Kavala, Express’e cezaevindeyken Ekim 2022’de verdiği söyleşide de Gülencilerin etkili oldukları davaları eleştirmiş, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte yargıya müdahale yöntemlerini kurumsallaştığına dikkat çekmişti. Kavala aynı zamanda, Anadolu Kültür aracılığıyla yerel inisiyatifleri, dezavantajlı grupları, farklı dil ve kültürleri destekleyerek sömürgecilik karşıtı kültürden getirdiği birikimi tüm hayatına ve Türkiye coğrafyasına taşımış bir hak savunucusu.

‘Metamorfoz’ Kafka’yı da çarpıttı

TRT, Metamorfoz dizisiyle bu gerçekliği ters yüz etmeye çalışmakla kalmıyor, Kavala’nın hukuksuzluklarla dolu dava sürecinde sıklıkla atıfta bulunulan Franz Kafka’yı da bu manipülasyona alet ediyor. Hatırlamak gerekirse, Kavala’nın dava süreci, “Kafkaesk bir hukuk sarmalı”na benzetilmişti. Tutuklu bulunduğu yaklaşık altı yıllık süre içinde hakkında üç tahliye bir beraat kararı verilen Kavala, Gezi Direnişi, 15 Temmuz darbe girişimi ve casusluk faaliyetlerini içeren farklı suçlamalarla her seferinde yeniden tutuklanmıştı. 2020’de “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırma” suçlamasından beraat etmesine rağmen bu kez de 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkilendirildiği davadan yeniden gözaltına alınmıştı. 2020’de başlayan bu yeni sürecin sonundaysa, 25 Nisan 2022’de alınan kararla “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüsten” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı, “casusluk” suçlamasından ise beraat etti.

Metamorfoz, ilk bölümünden anlaşıldığı kadarıyla, Osman Kavala’ya yöneltilen casusluk suçlamalarından hareket eden bir dizi. Başrol oyuncusu Can Nergis’in “dünyaya hitap edecek bir casusluk hikâyesi” olduğu yönündeki sözleri de bunu doğruluyor. Senarist ve yapımcıların dizinin hikâyesini, Kavala’nın maruz kaldığı hukuk sarmalının herhangi bir delille desteklenmeyen parçaları arasında gidip gelerek çeşitli farazi komplo teorileri etrafında tasarladıkları anlaşılıyor.

Kavala: Komplo teorileriyle suçlu olduğum algısı yaratılmaya çalışılıyor

Kavala’nın yargılanması devam ederken böyle bir dizinin çekilmesi kamuoyunun tepkisine neden oldu. Sosyal medyada pek çok kullanıcı diziyi eleştiren paylaşımlarda bulunurken Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra’nın konu hakkındaki sözleri de medyaya yansıdı. Buğra’nın ifadelerini haberleştiren Halk TV, kendisinin dizi hakkında “Karalama kampanyasının bir parçası,” dediğini iletti.

Akabinde Osman Kavala da yazılı bir açıklama yaparak diziyle ilgili görüşlerini paylaştı. TRT’nin hukuki bir engele takılmak istemediği için dizide ismini açıkça kullanmadığını ifade eden Kavala, “Komplo teorileriyle suçlu olduğum algısı yaratmanın amaçlandığı anlaşılıyor,” dedi. Gerçeklerin saptırıldığı böyle bir proje için kamu kaynaklarının kullanmasına şaşırmadığını ifade eden Kavala, asıl genç sanatçıların “bu itibar suikastı projesinde” yer almaları ve bundan rahatsızlık duymamalarına üzüldüğünü belirtti.  

Cumartesi Anneleri: TRT diziyi derhal durdurmalı

Diziyle ilgili bir açıklama da Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan geldi. Ülke tarihinin en uzun eylemini gerçekleştirdiği kabul edilen ve Kavala’nın da destekçisi olduğu Cumartesi Anneleri’nin yayımladığı açıklamada TRT’nin “tarafsızlık, gerçeklik, doğruluk ilkelerine uygun kamu yayıncılığı yapmakla yükümlü” olduğu hatırlatılarak “Bu yükümlülük gereğince TRT, Kavala üzerinde suçlu algısı oluşturma girişimine son vermeli, dizinin yapım ve gösterimini derhal durdurmalıdır,” denildi. 

Rıza Türmen: Kavala Türkiye’nin Dreyfus’u

Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar ise Kavala’yı hedef alan diziyi meclis gündemine taşıdı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevaplaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde Çandar, “Yurttaşların cebinden çıkan vergilerle faaliyet gösteren TRT’nin, siyaseten yaratılmaya çalışılan bir algı operasyonuna alet edilmesi; Osman Kavala’yı ‘casuslukla’ itham eden ve itibar suikastı niteliği taşıyan bir yayında bulunması skandaldır” ifadelerini kullandı.

Rıza Türmen


Türkiye’nin önde gelen insan hakları hukukçularından Rıza Türmen ise üzerine atılan casusluk suçlaması nedeniyle mahkûm edilip yıllar sonra, 1906’da aklanan Alfred Dreyfus adlı subayın Fransız toplumunu ikiye böldüğü yılları hatırlatarak Kavala’yı “Türkiye’nin Dreyfus’u” olarak niteledi. Türmen, Gezi Direnişi mevzusuna girdiği bölümlerde Osman Kavala suçlanırsa, Metamorfoz‘un AİHM kararına da karşı yapılmış bir dizi niteliğine bürüneceğini ekledi.

Bahadır Özgür: Metamorfoz bir tür tekrardan damgalama

Bahadır Özgür ise Hakkı Özdal’la birlike Artı TV’de yayınlanan Artı Eksi programında cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasetinin “hedefi canlı tutmaya” dayandığını ve Metamorfoz dizisinin de bu düşmanlaştırıcı siyasetin devamı olduğunu öne sürdü: “Tamamen öldürmemen, hatta onların yaşamını bazen daha fazla göze sokman, daha fazla işaretlemen gerekiyor. Dolayısıyla Osman Kavala’ya yapılan dizi bir tür tekrardan damgalama. Bitmiş gitmiş, belki nostaljisi kalmış 2013’teki bir Gezi protestosunu yeniden ve yeniden üreterek ‘Gezici’ kesimini sürekli kendi kesiminin önüne koyma mecburiyeti güdüyor.”

PEN: AKP hükümetinin hukuk ilkelerini çiğnediği yeni bir adım

Diziye uluslararası kültür sanat camiasından da tepki geldi. BirGün, Almanya’da kültür ve medya kurumlarının ortak bir açıklamayla cezaevinde tutulan Kavala’yı karalayan diziden dolayı TRT’yi kınadığını aktardı. Türkiye Almanya Kültür Forumu, Güzel Sanatlar Akademisi (Akademie der Künste), Sınır Tanımayan Gazeteciler ile Uluslararası Yazarlar Birliği PEN Berlin ve PEN Almanya Merkezi’nden yapılan ortak açıklamada dizi, “Osman Kavala’nın ‘devlet düşmanı’ olarak suçlandığı ve hedef alındığı dizi AKP hükümetinin insanlık ve hukuk ilkelerini çiğnediği yeni bir adım” olarak değerlendirildi.

Açıklamada Cumartesi Anneleri’nin TRT’ye hatırlattığı sorumluluklar sıralanarak “Türk kamuoyunu Osman Kavala’ya karşı kışkırtmak, gazetecilik temel ilkelerinin ve tutuklu bir insanın temel haklarına saygı ilkesinin ihlalidir” denildi. Tüm sivil toplum örgütlerine ve uluslararası topluma seslenen kültür kurumları, Kavala başta olmak üzere Türkiye’deki tüm siyasi mahkûmlar için mücadele çağrısında bulundu.

Mi Minör de hedefte

Dizinin ilk bölümünde, ünlü oyuncular Memet Ali Alabora ve Pınar Öğün’ün Gezi Direnişi’yle ilişkilendirilerek yargılanmalarına neden olan Mi Minör adlı tiyatro oyununa da bir atıf yer alıyor. Aleniyet gazetesinde çalışan Pınar adlı karakter muhteşem bir tiyatro oyunu izlediğini söylerken, iş arkadaşı oyuna gitmeme nedeni olarak “başroldeki çocuğun oyunculuğunu beğenmedim” ifadesini kullanıyor ve oyunu “twitlerle başkan devrilen oyun” olarak tanımlıyor. Hatırlanacağı üzere Gezi davası iddianamelerinde, 2012’de, parlamenter sistem devam ederken sahnelenen ‘Mi Minör’ oyununda “Gezi eylemlerinin provası yapıldığı” iddia edilmiş, oyunun prodüksiyonunda yer alan Alabora ve Öğün, Yeni Şafak gazetesi tarafından hedef gösterilmiş ve ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmışlardı. Memet Ali Alabora’nın hedef gösterilmesinin bir başka nedeni olan “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Hadi gel.” twitiyle ilgili açılan soruşturmalar ise 2013 ve 2014’te takipsizlikle sonuçlanmıştı.

İlk bölümü bir ayı aşkın süre önce tabii platformunda yayımlanan Metamorfoz’un ikinci bölümünden bir ön fragman yayınlansa da yeni bölümün ne zaman geleceği henüz açıklanmadı. 


Osman Kavala’nın hukuksuzluklarla örülü tutukluluk süreci üzerine çekilmiş, Erdoğan Türkiye’sinde “bir masa ve hoparlör” hikâyesi başlıklı belgeseli izlemek için tıklayınız.