Şu An Okunan
Yurtdışında Yaşayan İranlı Film ve Tiyatro Sanatçıları Derneği’nin İlk Açıklaması

Yurtdışında Yaşayan İranlı Film ve Tiyatro Sanatçıları Derneği’nin İlk Açıklaması

Yurtdışında Yaşayan İranlı Sinema ve Tiyatro Sanatçıları Derneği (AIFTAA) 12 Aralık 2022 tarihinde bir açıklama yayınlayarak İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesi sonrası yapılan protestolarda tutuklanan sinemacı ve sanatçıların durumuna dikkat çekti.

Çeviri: Gözde Onaran

AIFTAA’nın yaptığı açıklamada onlarca sinema-tiyatro sanatçısının tutuklu olduğunun belirtiliyor ve bilgilerine ulaşılanların isimlerinin sıralanıyordu. Bu açıklamanın ardından İran’da protestolar sönümlenmezken, ilerleyen süreçte dört AIFTAA da açıklama daha yaptı. Derneğin aşağıda Türkçe çevirisini sunduğumuz ilk açıklamasında, sanatçılar dahil tüm siyasi tutukluların derhal serbest bırakılması ve ölüm cezalarının durdurulması talep ediliyordu. Mike Leigh, Benedict Cumberbatch, Laura Poitras, Ken Loach ve Mike Figgis gibi dünyaca tanınmış isimlerin destek verdiği açıklamada Türkiye’den ise Nuri Bilge Ceylan, Pelin Esmer, Emin Alper, Tülin Özen, Ümit Ünal, Özcan Alper, Seren Yüce, Ayça Damgacı ve Ceylan Özgün Özçelik gibi birçok sinemacının imzası bulunuyor. Açıklamanın tamamının çevirisini aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

Açıklamanın dokuz farklı dildeki versiyonları için tıklayınız.
AIFTAA’dan Mania Akbari ve Niloofar Beyzaie ile yaptığımız kapsamlı söyleşi için tıklayınız.
İran’daki protestoları anlatan Bir Kadın Devriminin Figürleri: İmajlarıyla Etkileşen Bedenler başlıklı yazı için tıklayınız.


Biz Kimiz ve Hedeflerimiz Neler?

Biz, İran’ı farklı zamanlarda terk etmiş bir grup tiyatro ve sinema sanatçısıyız. Çoğumuzun İran’dan ayrılmaktan başka seçeneği yoktu ve artık dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşıyor ve çalışıyoruz. İslam Cumhuriyeti’nin yönetimi altındaki İran’da çalışmamız için gerekli olan güvende olma hissini; sansür ve devlet gözetiminden bağımsız bir yaratıcı yaşamı yaşayamadık. Bazılarımız yakın zamana kadar İran’da tiyatro ve sinemayla uğraşmaya devam ediyordu. Ancak, İran halkının devrimci hareketi başladığında, biz de diğer pek çok İranlı gibi bu hareketi açıkça desteklemenin sonuçlarını kabul ettik.

Bu dikkate değer ve türünün tek örneği toplumsal, kültürel ve politik devrimci hareket, ekseninde kadınlarla şekillendi. Bizi, siyasi mahkumların haklarını ve protestolara katılan, baskı altındaki, zarar görmüş veya hapsedilmiş film ve tiyatro sanatçılarının haklarını desteklemek için harekete geçirdi. Ayrıca, ilerici ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ (Farsça: zan, zendegi, azadi; Kürtçe: jin, jîyan, azadî) hareketi ile de dayanışma içindeyiz. Tüm bunları, farklı bakış açılarımıza ve entelektüel eğilimlerimize rağmen yapıyoruz.

Dünyadaki film ve tiyatro sanatçılarından bu devrimci harekete daha fazla destek gelmesini sağlamak için, İslam Cumhuriyeti’nin dünya çapındaki sanatsal festivalleri ve toplantıları propaganda amaçlı nasıl kullandığını açık etmek için mücadele edeceğiz. Bunu yaparken de İran devlet kurumlarının bu tür etkinliklerdeki varlığına ve nüfuzuna son vermeyi ve bağımsız sanatçılara destek olmayı hedefliyoruz. Kurumsallaşmış devlet şiddetine, kadın düşmanlığına, vatandaşlara uygulanan her türlü ayrımcılık ve hak ihlallerine karşı duruyoruz. Ortak değerlerimiz olan ‘özgürlük ve eşitlik’ gerçekleşene kadar halkın sesini duyurmaya devam etmeyi taahhüt ediyoruz.

İran’daki Mevcut Durum

Yirmi iki yaşındaki İranlı Kürt kadın Jhina (Mahsa) Amini’nin ‘ahlak polisi’nin (Hijab) gözetimindeyken ölmesiyle tetiklenen devrimci hareketin başlamasının üzerinden iki aydan fazla zaman geçti. O zamandan beri İran halkı silahsız olarak sokaklara döküldü; özgürlük ve adalet taleplerini ve yönetime karşı itirazlarını cesurca sloganlarla ifade etti. Ancak İslam Cumhuriyeti’nin yanıtı, kurşunlar, tutuklamalar ve işkence şeklinde oldu.

Geniş ölçekli operasyonlarla binlerce protestocunun gözaltına alınması, Mohsen Shekari ve Majidreza Rahnavard adlı iki protestocunun asılarak infaz edilmesi, çok sayıdaki diğer siyasi tutukluların bazıları için verilen ölüm cezaları, yiğit Kürt ve Beluç halklarına uygulanan baskılar, halk üzerine doğrudan ateş açılması, 18 yaşından küçük çocukların tutuklanması ve öldürülmesi, Tahran’da ve İran’daki diğer şehirlerde bazı mahkum ve protestoculara tecavüz edilmesi, Kurbanların ailelerine uygulanan baskılar, hepsi İslam Cumhuriyeti’nin son kırk üç yılda benimsediği baskıcı yaklaşımı sürdürdüğünü gösteriyor.

Aynı zamanda bazı İranlı sinema ve tiyatro sanatçılarının zorunlu başörtüsünü çıkararak, baskı ve katliamı açıkça protesto ederek harekete katıldığına ve böylece İran halkıyla dayanıştıklarına şahit olduk. Bu sanatçılardan bazıları tutuklandı ve hapsedildi, diğerleri de sessiz kalmaları için sürekli baskı altında. İslam Cumhuriyeti’nin zulümlerini engellemek ve İran halkıyla güçlerimizi birleştirerek bu baskıcı rejime son vermek için yaygın protestoların zamanı geldi.

Sinema ve Tiyatro Sanatçılarına Uygulanan Baskılar

İslam Cumhuriyeti’nin bağımsız sanatçılara karşı düşmanlığı o kadar büyük ki, suçlarını belgeleme girişimleri de dahil olmak üzere, bağımsız sanatın her türlü tezahürünü engellemeye çalışıyor. Shirin Alizadeh ve Ghazaleh Chalavi, devlet şiddetini kaydederken, doğrudan onlara atılan kurşunlarla öldürüldü. Sokak gösterilerinde hayatını kaybeden 450 kişi arasında kamera operatörü Sepehr Sharifi de yer alıyor. Şimdiye kadar, bu devrimci hareket sırasında, birçok sinema ve tiyatro sanatçısı da dahil olmak üzere, on sekiz binden fazla kişi tutuklandı. Aşağıda sıralanan isimler tutuklanan tüm sinema ve tiyatro sanatçılarının isimleri değil, sadece bu açıklamanın yapıldığı ana kadar isimleri ve tutuklanma haberleri basına yansıyanlardır. Daha birçok sanatçı sorguya çekildi ve birçoğu kefaletle geçici olarak serbest bırakıldı ve yargılanmayı bekliyor ya da yurt dışına seyahat etmeleri, hatta mesleklerini sürdürmeleri yasaklandı. Yirmi altı yaşındaki tiyatro oyuncusu Hosein Mohammadi de idam cezası alanlar arasında. (editörün notu: İran’da yargıtay, Mohammadi’nin de olduğu üç kişi hakkındaki idam kararlarını “soruşturmadaki eksiklikler” nedeniyle 3 Ocak 2023 tarihinde bozdu; yargı süreci devam ediyor.)

Taleplerimiz

–   Sanatçılar dahil tüm siyasi tutukluların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Bu hedefe ulaşmak için mümkün olan tüm yolları deneyeceğiz.

–   Tüm sinema ve tiyatro sanatçılarının İslam Cumhuriyeti’nin güvenlik aygıtları ve İslam Devrim Muhafızları ile çalışmayı bırakmasını ya da bundan kaçınmasını istiyoruz.

–   Dünyanın dört bir yanındaki tüm festivallerin, kültürel kuruluşların, sanatsal ve akademik kurumların İslam Cumhuriyeti’nin devlete bağlı kurumlarıyla her türlü işbirliğini durdurmasını ya da bundan kaçınmasını talep ediyoruz.

–   Uluslararası toplumun, idam cezalarının derhal durdurulması ve insanlık dışı suçlarının hesabını vermesi için İslam Cumhuriyeti üzerinde geniş çaplı bir baskı yapmasını bekliyoruz.

Haydi İranlıların, özellikle de çocukların ve kadınların seslerini yükseltebileceğimiz bir dayanışma yaratalım. Birleşerek uluslararası dayanışmaya yeni bir anlam verebiliriz.