Şu An Okunan
Toplumsal Mücadelenin Arşivi Geri Alındı

Toplumsal Mücadelenin Arşivi Geri Alındı

Video-eylemci/belgeselci Oktay İnce, “Türkiye’nin demokrasi mücadelesinin görsel belleği” olarak nitelediği yirmi yıllık arşivini üç yıllık ısrarlı mücadelenin ardından geri aldı. İnce, video-eylem kolektifi Seyr-i Sokak’ın canlı yayınında konuştu: “Bundan sonra belgeselcilerin, habercilerin ve sinemacıların dijital malzemelerine el koyarken bir kez daha düşüneceklerdir. Mücadelenin önemi de buradan kaynaklanıyor.”

Sokaklarda hak arama mücadeleleri hakkında ürettiği videolarla tanınan Oktay İnce, 16 Ekim 2018’de sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek evine yapılan polis baskınında gözaltına alınıp aynı gün serbest bırakılmıştı. Ancak baskın sırasında polis tarafından el konulan yirmi yıllık arşivi ve özel yaşamına ilişkin görüntüleri içeren hard disklerini geri alamamıştı. Emniyet, suç dosyasında adı bulunmamasına rağmen İnce’nin eşi Sevgi Türkmen’e ait çalışma ve görüntülere de el koymuştu. Mevcut tüm hukuki yolları tükettiğini söyleyen İnce, Nisan 2019’da “filmlerimi, yazılarımı ve arşivimi geri istiyorum” diyerek İzmir Bayraklı Adliyesi önünde başlayıp İzmir Valiliği önünde devam eden haftalık eylemlerine başladı…

Oktay İnce, eylemlerine İzmir Bayraklı Adliyesi önünde başladı. Nisan 2019.

Ekim 2018’deki gözaltı sürecinde İnce’nin hakkında açılan soruşturma “terörizmi övmek” suçlamasına dayandırılıyordu. Arşivini geri almak için eylemlere başladıktan sonra ise İnce’nin sosyal medya hesapları tekrardan taranarak hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla dava açıldı. İnce, “cumhurbaşkanına hakaret” davası öncesi tüm süreci özetleyen ve dayanışma çağrısında bulunduğu bir açıklamasında şu ifadelere yer vermişti: “AKP/Erdoğan devleti şöyle diyor: ‘Yaptığın protestonun veya faaliyetin T.C. yasalarına uygun olup olmadığıyla ilgilenmiyorum, iktidarıma zarar veriyorsun, eylem ve etkinliğini önlemek için, eylem ve etkinliğinle ilgisi olmayan şeylerden suç üretir, seni içeri atarım.’”

İnce’nin arşivini geri almak için yaptığı eylemler sadece İzmir’le sınırlı kalmadı. 30 Mayıs 2019’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait Sinema Genel Müdürlüğü binası önündeki eyleminde elini binanın önündeki bayrak direğine kelepçeleyen İnce, arşivinin kendisine iade edilmesi talebini yinelerken Türkiye’de muhalif belgeselcilere uygulanan baskılara son verilmesi için de çağrıda bulunmuştu. İnce, söz konusu eylemin kayıtlarını,  gerçekleştirme tarihinden yaklaşık iki yıl sonra kurgulama fırsatı buldu ve ortaya Altyazı’nın YouTube kanalında yayınlanan Sinema GM adlı eylem-video çalışması çıktı.

İnce hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) suçlamasıyla açılan davanın 30 Kasım 2021’de görülen karar duruşmasında İnce hakkında bir yıl iki ay hapis cezası verilirken mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Buna göre, İnce beş yıl denetim sürecine tabi tutulacak, bu süre içinde üzerine atılı suçu tekrar işlemediği takdirde dava düşecek. İnce, kararın verileceğini ön gördüğü bu duruşma öncesi mahkeme heyetine 56 dakikalık bir video-savunma vererek hukuk tarihinde eşine az rastlanır bir direniş biçimi ortaya koydu.

İnce Ekim ayında edindiği bilgiye göre arşivi kopyalamanın bitiminin ardından bir ay içinde kendisine iade edileceğini ifade etmişti. Nitekim gecikmeyle de olsa öyle oldu. 8 Aralık Çarşamba günü Kemalpaşa Adliyesi’ne giderek yirmi yıllık arşivini geri aldı. Video-eylem ve belgesel kolektifi Seyr-i Sokak, adliye binası önünce açtığı canlı yayınla teslim alma işlemine eşlik ederken İnce konuyla ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu. 

El konulan dijital materyallerin iki üç yıllık bir süreçte geri verildiğini, üç yıllık ısrarlı mücadelenin arşivin teslim sürecine pek etkisi olmadığını, ancak görüntüsü alınan kişilere, insanlara, olaylara, mücadelelerin tarihine karşı olan sorumluluğun mücadele etmeyi de beraberinde getirdiğini işaret etti. Devletin dijital malzemelere el koyarken bundan böyle bir kez daha düşüneceği kanaatinde olduğunu dile getiren İnce, asıl meselenin görüntü ve arşivlerin devletin eline geçmemesi olduğunu söyleyerek meslektaşlarına arşivlerini güvene almaları için çağrıda bulundu. İnce’nin konuşmasından aktarıyoruz:

Sorumluluğumuz Görüntüsünü Aldığımız Kişilere ve Mücadele Tarihine

“Arşivimi bugün teslim aldım. Üç yıllık süre içerisinde verdiğimiz mücadele, film ve görüntü arşivimin gelmesini, geri dönmesini çabuklaştırdı mı desem? Çok çabuklaştırdığını söyleyemeyeceğim. Normalde de herhangi bir eylem veya direniş yapmadan iki-üç yıl içerisinde birçok insanın el konulan dijital materyalleri geri veriliyor. Yani normal bir süre içerisinde, kendi olağan tembellikleri süresi içerisinde aslında bu malzemeleri teslim ettiler.”

“Arşiv meselesinin, evlerde el konulan dijital arşivler ve devletin bu konudaki haksız ve hukuksuz uygulamalarının teşhirini yaptık esas olarak. İkincisi de bizim kaydettiğimiz görüntüler sadece kaydettiğimiz görüntüler değil. Görüntüsünü aldığımız kişilere, insanlara, olaylara, mücadelelerin tarihine karşı bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluk dolayısıyla da mücadele etmemiz gerekiyordu bu arşivi geri alabilmek için. Eğer mücadele etmeden geçseydi bu süreç sorumluluğumuzu tabii ki yerine getirmiş olmayacaktık.”

Devlet Hukuksuzlardan Zararlı Çıkmalı Ki Bunlardan Vazgeçsin

“Ayrıca bundan sonra devletin, bize karşı uygulamış olduğu hukuksuzluklardan yarardan daha fazla zararlı çıkması gerekiyor ki bu uygulamalardan vazgeçsin. Dolayısıyla bundan sonra evimize geldikleri zaman, gece yarıları evimizi aramaya çıktıkları zaman, mobil telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve diğer dijital malzemelerimize, özellikle belgeselcilerin, habercilerin ve sinemacıların dijital malzemelerine el koyarken bir kez daha düşüneceklerdir diye düşünüyorum. Mücadelenin önemi de buradan kaynaklanıyor.”

“Devlet şahıs kopyası adı altında kendi kopyaladığı görüntülerin de bir kopyasını eklemiş. Yani burada altı artık sekiz adet dört terabaytlık hard disk daha var. Bu polisin benden kopyaladığı kopyaların kopyası. Belki de kayıp verilerimize onlar üzerinden ulaşacağız.”

Görüntülerimizi Çok İyi Korumalıyız

“Hard disklerde veri kaybı varsa, eğer hard diskler sağlam çıkmaz ve içindeki verilere ulaşamazsak hukuki olarak vereceğimiz mücadele bundan sonrası için devlete tazminat davası açmak. Soruşturma konusuyla hiç ilgisi olmayan, ailemize ait görüntüleri de götürdüler ve bu devletin işlediği bir suçtur.”

“Biz belgeselciyiz, haberciyiz ve o hard disklerin içerisinde yapacağımız filmlerin çalışmaları vardı ve üç yıldır kendi sanatımızla uğraşamadık. O sürenin devlete bir bedele mâl olmasını istiyorum.”

“Görüntülerimizi çok iyi korumamız gerekiyor. Biz Ankara’dan İzmir’e geldikten sonra hard disklerimizi, görüntü arşivimizi burada bir soruşturma beklemediğimiz için saklamadık, korumadık. Esas mesele görüntülerimizin, arşivimizin devletin eline geçmemesi. Bu açıdan hazırlıksız yakalanmamamız gerekiyor bütün belgeselci ve haberci arkadaşlar. İkincisi evimize arama geldiğinde… Aslında hard disklerime el konulmasına karşı direnebilirdim. Ama o zaman Şila dört yaşındaydı ve sadece ikimiz evde yalnızdık. Örneğin kapıyı açmamak. Daha değişik biçimlerde ev içerisinde polislere karşı herhangi bir direniş gösteremedim. O da hep benim aklımda bir şeydir ama öncelikli mesele arşivlerimizi bir şekilde iyi saklayarak devletin eline geçmemesidir. Kurtarmak için mücadele etmemiz daha sonraki bir mesele.”

Arşivini teslim aldıktan sonra hard disklerin durumunu öğrenmek üzere iletişime geçtiğimiz Oktay İnce, herhangi bir veri kaybı olmadığını belirterek “Hard diskler açıldı, kayıp yok şu an” dedi.  

Sibel Tekin, Yüksel Caddesi’nde çekim yaparken. (fotoğraf: Emine Kart)

Sibel Tekin de Arşivini Geri Aldı

Türkiye’de, Oktay İnce’nin yanı sıra görüntü arşivine ve ekipmanlarına el konulan daha birçok belgeselci, gazeteci ve muhabir var. Seyr-i Sokak üyesi/belgeselci Sibel Tekin de 2019 yılında kolektifin sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış ve dijital malzemelerine el konulmuştu. 2013 yılından beri video-eylemle ilgilenen ve Ankara’daki hemen her eylemde kamerasıyla sokağa inip yaşananları kayda alan Tekin’in evine yapılan polis baskınında bilgisayarı, hard diskleri, telefonu ve ismine bakılıp şüphe duyulan birkaç kitabı elinden alınmıştı.

Gezi Direnişi sonrası kurulan Seyr-i Sokak’ın Twitter hesabından paylaşılan tweetlerin suç unsuru olarak görülmesi dolayısıyla gözaltına alınmasını “Kolektif olarak kullanılan bir sosyal medya hesabı ile ilgili olması da ayrıca abesti” sözleriyle yorumlamıştı. Bu operasyon sonucu bir dava açılmadığını, dijital malzemelerin de geri verilmediğini aktaran Tekin, haftada bir imza ve yurtdışı yasağı ile serbest bırakıldığını ifade etmişti. Avukat arkadaşıyla savcılığa giderek dijital malzemelerini geri almak istediğinde ise arşivin hâlâ incelenmediği ve poliste olduğu cevabını almıştı.

2019’dan beri arşivini geri almak için uğraşan Sibel Tekin’in dijital malzemelerini 3 Aralık 2021 tarihinde geri aldığı bildirildi.