Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü’nün [Bü(s)k] açık hava etkinlikleri kapsamında gerçekleştireceği film gösterimleri üniversite yönetimince herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin engellendi. Yakın zamanda üniversitedeki görevine iade edilen belgeselci/akademisyen Can Candan imzalı Benim Çocuğum dâhil üç filmin sansürlendiğini duyuran Bü(s)k, Serbest Kürsü köşemiz için süreci özetliyor; sansürün LGBTİQ+ temasıyla şekillendirilen tüm etkinliklere uygulandığına dikkat çekiyor.
Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü olarak her yaz Güney Meydan’da gerçekleştirdiğimiz Açık Hava etkinliklerimizde izleyeceğimiz filmlere kulübün tüm üyeleriyle birlikte oylama yaparak karar veriyoruz. Bu yıl yine kulüp üyelerimizin iradesi ile belirlenmiş ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmış filmlerin, üstelik daha önce defalarca okulumuzda gösterimi yapılan filmlerin, gösterimine okulun kayyum yönetiminin izin vermediğini bir telefon yoluyla öğrendik.
Bu filmlerden biri daha önce kayyum yönetimin hukuksuz kararı ile görevine son verilen ve yakın zamanda görevine iade edilen belgesel sinema hocamız Can Candan’ın yönetmenliğini yaptığı Benim Çocuğum (2013) belgeseli. Bu belgesel daha önce kulübümüzce olsun olmasın, kampüslerimizde defalarca gösterilmiş, ders materyali olarak bile kullanılmış, LGBTİQ+ bireylerin ailelerine odaklanan bir belgesel. Gösterimi engellenen diğer filmler ise 2013 yılında kulübümüzün gösterimini yaptığı ve transgender bir kadının hikâyesine tanıklık ettiğimiz Laurence Anyways (2012) filmi ve bir komedi filmi olan Go (1999).
Üniversitenin kayyum yönetim döneminde daha önce pek çok kulüp etkinliğine sansür uygulandığını ya da etkinliklerin iptal edildiğini deneyimledik. Geçtiğimiz sene yine Can Candan hocamızla yapmak istediğimiz söyleşi de iptal edilmişti ve geçtiğimiz dönem Onur Haftası kapsamında gösterimini yapmak istediğimiz filmlerin de etkinlik içerikleri onaylanmamıştı. Tüm bu etkinlik engellerine dair herhangi bir yazılı karar veya gerekçe tarafımıza iletilmedi. Telefon yoluyla etkinlikleri yapamayacağımızın bildirimini aldık. Yazılı şekilde bilgi edinme çabamız sonuçsuz bırakılıyor. Boğaziçi’nde faaliyet yürüten kulüplerin Öğrenci İşleri Dekanlığı ile iletişim talepleri hiçbir zaman kabul edilmiyor.
Kulübümüz, iç işleyişinde ve diğer kulüpler ile etkileşimlerinde, kendi üyeleriyle birlikte belirlediği ilkeler doğrultusunda hareket eden bir kulüp. Özellikle özgür tartışma ortamını sürdürmeyi hedeflediğimiz kulübümüzde tarafımıza uygulanan sansüre karşı sessiz kalmamız, uzun yıllardır kulübümüzün bu özgür düşünce ve tartışma ortamını besleyen ve savunan ilke ve geleneklerini göz ardı etmemiz mümkün değil. Sansüre karşı okulumuzda faaliyet yürüten diğer öğrenci kulüplerinin de desteğini alarak hareket etmeyi diliyoruz. Uygulanan baskı yalnızca Sinema Kulübü’ne ya da filmlere değil, LGBTİQ+ ile ilgili olan ve LGBTİQ+ temasıyla şekillendirilen tüm etkinliklere uygulanıyor. Kayyum yönetimin kampüslerdeki LGBTİQ+ varlığına karşı bir tehdit oluşturmaya çalıştığını ve tüm öğrenci faaliyetlerine müdahale ettiğini gözlemleyebiliyoruz. Bu tutumları Boğaziçi’nde faaliyet yürüten öğrenciler olarak cinsiyet kimliklerimize ve cinsel yönelimlerimize, yaşam alanlarımıza ve sanatsal üretimlerimize birer saldırı niteliğinde değerlendiriyoruz.
