Söyleşi: Fırat Yücel
İlk duruşma için başta 15 Ocak 2021 tarihi verilmişti. Medyada yer alan haberlerden duruşmanın ertelendiğini, Şubat’ta görüleceğini öğrendik. Öncesinde, Aralık 2020’de çıkan haberlerde ise darp fotoğraflarının ve evinize verilen hasarın görüntülerinin dava dosyasına eklendiği aktarılıyordu. İlk duruşmaya uzanan süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Medyada çıkan haberler gerçeği ne ölçüde yansıtıyor?
Duruşma hâkimin tayini nedeniyle 5 Şubat’a ertelendi maalesef, bu doğru. İlk duruşmaya uzanan süreçte, zincirleme tehdit, zincirleme hakaret ve darptan davalı olan şahıs maalesef suçunu kapatmak için akıl almaz bir yol izledi. Bu bende ve ailemde ekstra yıpranmaya neden oldu. Yedi ay boyunca sustuğum halde, magazin basınına demeçler verilerek mesleğimle ve karakterimle ilgili itibarsızlaştırma çabası ile psikolojik şiddete devam edildi. Bunun nedeni uzlaşma ve barışma çabasına karşılık verilmemesiydi. Sadece hukuki yolla hakkımı aramak niyetindeyken, İstanbul’dan uzaklaşıp Ayvalık’a gelmiş, iyileşmeye çalışırken, karşı tarafın pişman olmaksızın gerçekleştirdiği tehditlerle süren psikolojik şiddetinin bitmesi için bütün belgelerimi basınla paylaşmak zorunda kaldım. Bu süreçte yeni bir suç işlendi: Dava konusu olaydan çok önce, tehdit amaçlı, izinsiz çekmiş ve bana mail atmış olduğu montajlı kayıtları basınla paylaştı. Şimdi özel hayatın gizliliği ihlali ile ilgili ikinci bir suç duyurusunda bulunacağız. Özel hayatımın, hele ki böyle utandığım bir seçimin sonucunun gözler önüne serilmesi benim en büyük korkumdu. Ve gerçekleşti. Hukuki olarak ise geldiğimiz noktada şahitler ve belgeler fazlasıyla yeterli. Suçlunun ceza alacağını biliyorum ve adalete güveniyorum.
Sinema-TV sektöründe, gerek setlerde gerekse de günlük hayatta şiddet ve taciz vakalarının üstünün kapatılması neredeyse bir norma dönüşmüştü. Ancak son dönemde, özellikle de #MeToo hareketi sonrası, kendilerini taciz eden erkekleri ifşa eden ve konuyu yargıya taşıyan kadınlar oldu. Bu davaları takip ettiniz mi? Size güç ve cesaret veren kadınlar/davalar oldu mu?
#MeToo hareketinden haberim var ve duyduğumda sevinçle karşıladım. Kadınların konuşmaya başlaması, üzerimizde yıllardır oluşan baskıya, küçücük de olsa, başladığında büyüyecek dalgalar ile karşılık verilmesi, her kadın gibi benim içimde de umutların yeşermesini sağladı. Aslında maalesef bu çoğu kadının yaşadığı bir durum olsa da, verilen tepki ve cesaret toplama halimiz çok öznel oluyor. Benim en büyük desteğim babam oldu. O gece şoktayken, ne yapacağımı bilmez haldeyken arayıp şikayetçi olmam gerektiğini söyleyen de babamdı. Ailenin desteğinin de toplumsal desteğin yanında çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bir kişinin bile “yanındayım” demesi o kadar ihtiyaç duyulan, o kadar önemli bir durummuş ki… Susma Bitsin ile yaptığımız toplantı sürecinde ve sonrasında gerçekten mutluluktan ağlamak istedim.
Susma Bitsin platformu ve Oyuncular Sendikası yanınızda olduklarını ve davanın takipçisi olacaklarını açıkladılar. Bu gibi oluşumların varlığı bu süreçte sizi nasıl etkiledi?
Böyle bir olay yaşadıysanız gerçekten bir kişinin bile “yanındayım” demesi o kadar ihtiyaç duyulan, o kadar önemli bir durummuş ki… Susma Bitsin ile yaptığımız toplantı sürecinde ve sonrasında gerçekten mutluluktan ağlamak istedim. Bu durumu yaşamayanın bunu anlaması çok zordur. Olay sonrası bütün dünyada yapayalnız hissettiğiniz o bir saniyenin bile yük olan, içinizde büyük bir boşluk açan ağırlığı, hiç tanımadığınız kadınların size kız kardeş olmasıyla hafifliyor, o boşluk kapanmaya başlıyor. Oyuncular Sendikası’na da gösterdikleri vicdan ve hassasiyet için teşekkür ediyorum. Şiddet yanlısı her insan, bir canlıya şiddet gösterdiği andan itibaren özel bir problem olmaktan çıkar, bütün toplumun problemi haline gelir. Bu durumda iş arkadaşlıkları, ortaklıklar söz konusu olmamalıdır. Sonrakileri de, toplumu da düşünmek zorundasınızdır. Sanatçı olmak bu hassasiyeti gerektirir ve getirir.