Şu An Okunan
‘Özgür Sinema Bülteni’ – Eylül 2022

‘Özgür Sinema Bülteni’ – Eylül 2022

Sinemada ifade özgürlüğünü, çalışma koşullarını, eşitlik için verilen mücadeleleri ve sinemacıların dava süreçlerini aktaran haberleri bundan böyle Özgür Sinema Bülteni’nde sizlerle paylaşacağız. Bültenimiz her ayın son cuma günü sizlerle.

Kadın, Yaşam, Özgürlük!

22 yaşındaki Mahsa (Jîna) Amini‘nin “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle gözaltına alınıp 16 Eylül tarihinde öldürülmesinin ardından İran’da başlayan protestolara Türkiye’deki sinemacılardan da destek geldi. “İranlı kadınlarla ve İran halklarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz” diyen bir grup Türkiyeli kadın sinemacı desteklerini bir video aracılığıyla dile getirdi. İran’daki ayaklanmanın sloganlarından #KadınYaşamÖzgürlük‘ü (Jin, Jiyan, Azadî) haykıran kadın sinemacıların video üretimleri devam edecek. Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz.
İranlı Kürt sinemacı Bahman Ghobadi‘nin 22 Eylül tarihinde sosyal medya hesapları aracılığıyla yaptığı “sivil protestolara destek” çağrısının Türkiye’deki sinema dünyasında geniş bir karşılık bulduğu söylenebilir. Sinema-TV Sendikası kapsamındaki 30 örgüt ve sendika, Ghobadi’nin mesajına karşılık vererek yayınladıkları açıklamada İranlı kadınların özgürlük mücadelesini selamladılar. →

Türkiye’deki kadın sinemacıların “İranlı Kadınlarla Yan Yana” diyerek açtıkları Instagram hesabının logosu.

Senaristbir çatısı altında toplanan senaristler “İran’daki kız kardeşlerimizin yanındayız” diyerek protestolarda öldürülenlerin (son rakamlara göre 76 kişi) acısını paylaştıklarını dile getirdiler. Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği -SEYAP da, İran’da hakları için mücadele veren kadınların yanında olduklarını belirterek İranlı sinemacıların yayınladığı açık mektubu paylaştı: “İranlıların özgürlük adına yükselen yakarışlarını daha fazla yankılamanızı istiyoruz.”□

Çiğdem Mater Hapiste, Filmleri ve Mektupları Festivallerde

Çiğdem Mater, 79. Venedik Film Festivali’nde yakın zamanda dünyanın çeşitli yerlerinde hapsedilen sinemacılara dikkat çekmeyi amaçlayan etkinliklerin gündemindeydi. Yapımcılığını yaptığı filmlerin gösterilmeye başlamasıyla birlikte Türkiye’deki festivallerde de Mater’e destek mesajları iletilir oldu. Venedik’te 3 Eylül’de düzenlenen Sinemacılar Saldırı Altında paneline konuşmacı olarak katılan sinemacı dostu Sinem Sakaoğlu, Mater’in hapisten gönderdiği mektubu okumuş ve ayrıca, Türkiye’de sinema faaliyetleri nedeniyle hapsedilen bir başka isim olan kurgucu Erhan Örs‘ün tutukluluğuna da dikkat çekmişti. Yine Venedik’te bu yılın Sinemada Kadın Ödülü (Women in Cinema Award, #WICA) 6 Eylül’de düzenlenen törende Çiğdem Mater’e verilmişti.
Türkiye’de ise yapımcılarından biri olduğu Yaban (2022) filminin Adana Altın Koza Film Festivali‘ndeki gösteriminde Mater’in Bakırköy Cezaevi’nden gönderdiği mesajını ekip arkadaşlarından Damla Kırkalı okudu. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda izleyici ödülüne layık görülen Sen Ben Lenin‘in (2021) yönetmeni Tufan Taştan ise ödül konuşmasında özerkliğine müdahale edilen Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi‘nin yanı sıra Mater ve koğuş arkadaşı Mine Özerden‘i de andı. Ayvalık Film Festivali‘ndeki Yaban gösterimindeyse Mater’in mesajını filmin yürütücü yapımcısı Emine Yıldırım seyirciyle paylaştı. □

Altın Koza’ya Sorular

Yönetmen Kazım Öz, son filmi Bir Kar Tanesinin Ömrü dahil, bugüne dek altı filminin Adana Altın Koza Film Festivali‘ne kabul edilmediğine dikkat çekerek festivalin ön seçim kriterlerini sorguladı. Yönetmen sosyal medya hesaplarından paylaştığı açıklamasında Yılmaz Güney Ödülü’ne sahip olan bir festivalde sansürün kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Avukatlarının festivali düzenleyen Adana Büyükşehir Belediyesi’ne bilgi edinme başvurusunda bulunacağını dile getiren Öz, festival düzenleyicilerine yöneltilmiş yedi soruya yer veriyor.

Kazım Öz

Yönetmen en başta, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın ön seçici kurulunda yer alan isimlerin açıklanmamış olmasının (Öz’ün metni paylaştığı 12 Eylül itibarıyla) festival yönetmeliğine de aykırı olduğunu vurguluyor ve kurulun gizli bırakılmasının nedenini sorguluyor. Festivalin seçim kriterlerine dair retorik sorular sorarak sansür uygulandığını ima eden Öz, her yıl ortalama 12 filmin yarıştığı Ulusal Yarışma’ya bu yıl sadece 8 film alınmasını da sansüre yönelik bir hamle olarak yorumluyor. →

Öz’ün ima ettiğine göre yarışmada film sayısının azaltılması Trabzonlu bir genç kadın ile Hakkarili genç bir erkeğin aşkını konu alan ‘Bir Kar Tanesinin Ömrü’nü yarışma dışı bırakma amaçlı bir hamle. Hatırlanacağı üzere, 2017 yılında düzenlenen Altın Koza’da da Ulusal Yarışma’ya katılan film sayısı 10’a indirilmiş ve bu kararın da Ender Özkahraman’ın Hakkari’de geçen ve Kürtçe diyaloglar içeren Zor Bir Karar (2017) filmini yarışma dışı bırakma amaçlı olabileceği konuşulmuştu. 2012’de yönetmenliğini Zeynel Doğan ve Orhan Eskiköy’ün yaptığı Babamın Sesi‘nin büyük ödülü kazanmasının ardından, Altın Koza’nın Kürt sinemacıların ürettiği filmlere bilhassa yer vermemeye başladığı, üstü kapalı sansür uyguladığı yönünde eleştiriler sinema camiasında sıkça dile getirilir olmuştu.

Öz’ün açıklamasının ardından festivalin sitesine ön jürilerde yer alanların isimlerinin eklendiği gözlemlenirken (örneğin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın ön jürisinde sinema yazarları Esin Küçüktepepınar ve Janet Barış’ın yanı sıra akademisyen Burcu Kurtiş’in olduğu görülüyor), bazı bölümlerde ise bunun yapılmadığı görülüyor. Yönetmen Yusuf Yılmaz da Evrensel ve +Gerçek‘e verdiği demeçlerde buna dikkat çekerek, bu üç kategoride (Ulusal Belgesel, Ulusal Öğrenci Filmleri ve Adana Kısa Film) ön jürilerin açıklanmasını talep etti ve Ulusal Öğrenci ile Adana Kısa Film yarışmalarında kayırma yapıldığını iddia etti.

İlerleyen günlerde Öz’ün sorularına cevap vermesini talep ettiği festival başkanı Menderes Samancılar ya da Adana Büyükşehir Başkanı Zeydan Karalar’dan konuya dair bir açıklama gelmezken, festivalde Özcan Alper’in başkanlığındaki yarışma jürisinin herhangi bir filmi Yılmaz Güney Ödülü’ne layık görmemesi dikkat çekti. □

AYM: “Belgesel Çekimlerinin Engellenmesi İfade Özgürlüğü İhlalidir”

Belgesel sinemacı Nejla Demirci, olağanüstü hal (OHAL) döneminde kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile işten atılan iki kamu görevlisi hakkında çekeceği Kanun Hükmü adlı belgesel için Muğla Bodrum Kaymakamlığı’ndan izin alamamıştı. Hukuki süreci 2019’da başlatan Demirci’nin başvurusunda Anayasa Mahkemesi (AYM) 14 Eylül 2022 tarihli duyurusunda kararını açıkladı ve Demirci’nin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine oybirliğiyle hükmetti.
Konuyla ilgili iletişime geçtiğimiz Demirci’nin avukatı Ergin Cinmen, kararın dikkatlice okunup anlaşılması ve yaygınlaştırılmalı gerektiğini vurguladı. Kararda anayasanın 27. maddesiyle düzenlenip korunan bilim ve sanat hürriyetine devletin müdahalesinin, özellikle tartışmalı ve önemi yüksek konularda çok sınırlı olması olması gerektiğine vurgu yapıldığını Cinmen, sonucu sansüre varacak müdahalelerden kaçınılması gerektiğinin altının çizildiğini söyledi. Cinmen’e göre, karara katılmakla birlikte farklı bir gerekçe yazan AYM üyesi Engin Yıldırım‘ın muhalefet şerhinde bilim ve sanat özgürlüğünün ifade özgürlüğüyle olan ilişkisi çok net ve anlaşılır biçimde ifade ediliyor. Yıldırım şerhinde şu ifadeler yer vermişti: “Devletin sanatı ve sanatçıyı koruması, sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri almasını öngören Anayasa’nın 64. maddesiyle birlikte düşünüldüğünde, başvurucunun 27. maddede güvence altına alınan sanat özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaştım.” Özetle, AYM’nin gerekçesinde devletin müdahalesinin sınırlı olması (gerekçede çekim sırasında engelleme yapmaktansa eser tamamlandıktan sonra inceleme yapılabileceğine dair ifadeler var) vurgulanırken, Yıldırım devletin ifade özgürlüğünü koruması yönündeki yükümlülüğüne öncelik veriyor.
Karar gereği Nejla Demirciye net 13.500 TL manevi tazminat ödenecek. □

Çetin Kaya Davasının İlk Duruşması Görüldü

Set işçisi Çetin Kaya‘nın İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 29 Kasım 2021 günü bir çevirme sırasında polis kurşunuyla öldürülmesi ile ilgili davanın ilk duruşması görüldü. 28 Eylül 2022’de görülen duruşmada sanık polis Selçuk E., maktulun olay sırasında kendisine dirsek attığını iddia ederken, görgü tanığı ise aksine Selçuk E.’nin Kaya’nın omzuna vurduğunu ifade etti.
Sinema-TV Sendikası’nın takipçisi olacağını beyan ettiği davada Çetin Kaya’nın avukatlığını yapan Özgür Urfa, cezasızlık politikalarının cinayetleri artırdığını vurgulayarak son 15 yılda faili polis olan 425 cinayetin işlendiğine dikkat çekti. Urfa ayrıca olay anında etraftaki kameraların hep bozuk olmasına, MOBESE’nin olay yerini görmemesine ve cinayeti gören minibüsün hard diskinin bozulmasına dikkat çekerek delillerin karartıldığını iddia etti. Mahkeme, sanık polis Selçuk E’in tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 28 Aralık 2022’ye erteledi. □

Diyarbakır Sinema Kulübü Yola Devam

Pandemi süresince buluşmalarını çevrimiçi gerçekleştiren Diyarbakır Sinema Kulübü, yeni sezonda faaliyetlerine Modern Sanat çatısı altında devam edeceğini duyurdu. 2003 yılında kurulan kulüp, film izlemeyi ve üzerine tartışma yapmayı seven herkese açık. Eylül ayı boyunca Bisikletli Filmler başlığı altında dört gösterim gerçekleştiren kulübün etkinliklerini Instagram hesabından takip edebilirsiniz.
Öte yandan, Kars Sinema Topluluğu uzun bir aradan sonra 28 Eylül’de yapılan Kerr gösterimiyle yeniden gösterimlerine başlarken, Çukurova Üniversitesi’nin Özgür Sinematek‘i de yeni dönemine başladığını duyurdu. □

İlyas Salman TCK 301 ile Yargılanıyor

İlyas Salman’ın yargılandığı davanın 13 Eylül 2022’de görülen ikinci duruşmasında savcı, usta oyuncunun “Türk milletini aşağılamak” suçunu işlediğini öne sürerek sanatçının TCK 301/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Salman’ın iki yıla kadar hapsi istenmekte. Suçlama Salman’ın 23 Ocak 2021 tarihinde Yol TV’de yayınlanan söyleşisinde kullandığı “akılsız halk” ifadesine dayandırılıyor. Bir sonraki duruşma 1 Aralık 2022’de. □

Bakur Davası’nda Gelişme Yok

İstinaf mahkemesinin bozma kararının ardından 26 Mayıs 2022’de yeniden görülmeye başlanan Bakur (Kuzey, 2015) belgeseli ile ilişkili davanın ikinci duruşması 22 Eylül’de Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacaktı. Yargılanan yönetmenlerden Ertuğrul Mavioğlu‘nun yargıtay incelemesinde olan başka bir dosyasıyla ilgili evrağın halen beklenmekte olduğu belirtilerek duruşma 22 Aralık 2022 saat 13:50’ye bırakıldı.

Kurgucu Erhan Örs 4 Aydır Tutuklu

Belgesel kurgusu yapması delil sayılarak ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanan kurgucu Erhan Örs‘ün duruşma tarihleri belli oldu. 13, 14 ve 15 Aralık 2022 tarihlerinde olmak üzere üç gün sürecek dava Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Örs ile birlikte, herhangi bir bağlantısının olmadığını belirttiği Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) üyeleri de yargılanıyor. Hakkındaki suçlamalar kurguculuk faaliyetleri ile ilişkili olan Örs, 5 Haziran 2022 tarihinden beri cezaevinde.

not: Kendisine PTT ile iadeli taahhütlü mektup göndermek için Erhan Örs’ün adresi:
Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu 
Erhan Örs – C-13 koğuşu 
Adres: Semizkumlar Mah. Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü Silivri/İstanbul

Görüntü-Ses Yasağı İptali Edilmeli

Danıştay Savcılığı, eylemlerde polis şiddetini görüntülemeyi engellemeyi hedefleyen Emniyet Genel Müdürlüğü genelgesinin iptalini istedi. Danıştay, genelgenin yürütmesi kesin olarak durdurulmuş, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu durdurma kararına itirazları da reddedilmişti. Gazeteciler Sendikası konuyla ilgili yaptığı açıklamada “bu garabet artık hem hukuken hem fiilen ortadan kaldırılmalı. İptal kararı istiyoruz!” ifadelerini kullandı. □