Şu An Okunan
Veysi Altay: Afişte Propaganda Yok, Filmden Kare Var

Veysi Altay: Afişte Propaganda Yok, Filmden Kare Var

Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Nûjîn (Yeni Yaşam, 2014) davasında karar duruşması yapıldı. Filmin afişinin suç sayılması sonucunda 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırılan yönetmen Veysi Altay ile konuştuk: “Afişte propaganda yok, filmden bir kare var. Karara itiraz edeceğim.”

İstinaf mahkemesinin hükmü bozmasının ardından yeniden görülmeye başlanan Nûjîn (Yeni Yaşam, 2014) davasında karara varıldı. Hükmün bozulduğu önceki davada 2 yıl 6 ay hapis cezası alan filmin yönetmeni Veysi Altay’a yeniden görülen davada 1 yıl 15 gün hapis cezası verildi. Filmin davaya konu olan Ekim 2015 gösteriminin yapıldığı Batman Yılmaz Güney Sineması’nın o dönemki müdürü (sinema 2017’de yanıp yıkıldı, ardından kayyım yönetimince yerine havuz yapıldı) Dicle Anter’ın aldığı 10 ay 5 gün hapis cezası ise 6000 TL para cezasına çevrildi. Kürt gazeteci-yazar Musa Anter’in (Apê Musa) oğlu Dicle Anter, önceki davada 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Önceki davada verilen kararlara kıyasla cezaların yarı yarıya indirildiği karar duruşmasının ardından filmin yönetmeni Veysi Altay’la konuştuk. Altay öncelikle üzerinde YPG bayrağı bulunması gerekçesiyle davada “terör örgütü propagandası” sayılan afişin propaganda amaçlı bir afiş olmadığını, filmin tanıtımı için kullanıldığını vurguladı. Afişi filmin bir karesini kullanarak kendisinin tasarladığını söyleyen Altay, belgeselinin gerçekliği yansıttığına ve bir sanat eseri olduğuna dikkat çekiyor.

“Suç İşlemedim, Karara İtiraz edeceğim”

Herhangi bir suç işlemediğini düşünen Altay, bu sebeple mahkemede kendisi hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı uygulanmasını kabul etmemiş. Bilindiği üzere, mahkemeler sanığın üzerine atılmış suçu yeniden işlemeyeceği kanaatine varırsa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebiliyor. Bu uygulamada sanık denetim süresi içinde aynı suçu işlemez ise hüküm, yani bu durumda hapis cezası kaldırılıyor. Fakat bu duru aynı zamanda sanık açısından suçu kabul etmek anlamına geliyor ve HAGB uygulamalarında istinaf ya da temyiz başvurusu yapılamıyor.

Altay Nûjîn davasında HAGB uygulamasını reddettiğini söyleyerek kararı istinafa taşıyacağını belirtiyor. “Türkiye’nin dışında yaşanan bir savaş vardı. Bu savaşa biz belgeselciler duyarsız kalamazdık, en azından ben kalamazdım ve böyle bir belgesel çektim. Belgeselde yönetmenler gerçekliğe vurgu yaparlar,” diyen Altay karar duruşmasında yaptığı savunmayı Altyazı Fasikül için özetledi:

“Savaşa Yönelmiş Bir Kamera Cezalandırılıyor”

“Batman’da emniyet iki tutanak tutmuştu. İlk tutanakta ‘afiş herhangi bir suç unsuru içermiyor’ yazılmış. Bir buçuk saat sonra, film gösterimi öncesinde tekrar bir tutanak tutuyorlar ve orada suç unsuru olduğu yazıyor. Bu tutanakta beş tane afişe el konulduğu söyleniyor ama o beş afişin hangi filme ait olduğuna, isminin ne olduğuna, kimin filmi olduğuna dair herhangi bir ifade yok. Bu yüzden aslında verdikleri karar tamamıyla usulsüz. Savunmamda buna itiraz ettim, bu çelişkiye dikkat çektim.

“Mahkemede filmin İstanbul’da ve Kürdistan’ın birçok yerinde gösterildiğini, hiçbir yerde problem olmazken burada olduğunu ve buradaki tutanağın da zorlama bir suçlama içerdiğini söyledim. Ayrıca, belgeselci olduğumu, uzun süredir belgesel çektiğimi belirttim. Belgeseller yönetmenin bakış açısından daha çok yaşananları veren bir sanat dalıdır. Biz de bunu yaptık. Dünyanın gözü önünde gelişen bir savaş vardı. Bu Türkiye’nin dışında yaşanan bir savaş. Türkiye’de YPG’nin ya da YPJ’nin terör örgütü olduğuna dair bir yasa ya da alınmış herhangi bir karar olmamasına rağmen, Türkiye’nin dışında yaşanan bir savaşa yönelmiş bir kameranın, bir belgeselin cezalandırılmasının hem düşünce, hem ifade özgürlüğü, hem demokrasi adına yanlış olduğunu söyledim.”

“Afiş filmin bir parçası, filmin içinden bir kare. Ekstra, filmin dışında tasarlanmış bir şey yok. Savunmamda filmden kare aktaran bir afişin cezai yaptırıma maruz kalmasının doğru olmadığını ifade ettim. Bunun bir sanat eseri, bir film olduğunu ve bu filmin kimsenin propagandasını yapmaya niyeti olmadığını söyledim. Zaten televizyonlarda 7/24 canlı yayınlanan bir savaşta dünyanın tartıştığı bir yapının böyle bir filmin onların propagandasını yapmaya ihtiyacı olmadığını ekledim.”

“Daha önceki savunmalarda farklı ifadeler de sarf etmiştim. Avukatım da benim söylediklerime katılarak ifade özgürlüğü üzerinden, belgesel sinemanın bağımsızlığı ve eleştirel olabileceği üzerinden çeşitli yorumlar yaptı. Bana daha önce 2 buçuk yıl ceza vermişlerdi. Şimdi 1 yıl 10 gün ceza verdiler. Ben bunun bir suç olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden de bir daha işleyemeyeceğimin garantisini veremeyeceğimi söyleyerek hükmün geri bırakılmasını kabul etmediğimi söyledim, daha önce de söylemiştim. Hüküm geri bırakılmadı, sadece bir yıl ertelemeli bir ceza verdiler. Suç işlediğimi düşünmüyorum, kararı istinaf yoluyla itiraz edeceğim.”