Şu An Okunan
Gezi’nin yıldönümünde Osman Kavala’nın yeniden yargılanma talebine ret: Adalet herkes için gerekli

Gezi’nin yıldönümünde Osman Kavala’nın yeniden yargılanma talebine ret: Adalet herkes için gerekli

Beş tutukludan ikisinin sinemacı olduğu Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen ve bu cezası Yargıtay tarafından onanan Osman Kavala’nın ‘yargılanmanın yenilenmesi’ talebi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Kavala’nın avukatı aracılığıyla üçüncü kez yaptığı talebi reddeden mahkeme heyeti, CMK’nın 23/3’üncü maddesi uyarınca değiştirilmişti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 2 Mayıs’ta cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşmede konuşulan başlıklardan biri de Gezi davası tutuklularının durumuydu. Erdoğan’la görüşmesinin ardından Gezi davasına ilişkin açıklamalarda bulunan Özel, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uyularak tutukluların tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Özel’in açıklamaları sonrası iktidar kanadından çeşitli görüşlerde açıklamalar geldi. AKP Ankara Milletvekili ve Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi Türkiye Delegasyonu Başkanı Tuğrul Türkeş, İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada Kavala’nın tutukluluğunun Türkiye’yi yurtdışında zor durumda bıraktığını belirterek “Cezaları değil, özgürlükleri arttırmak lazım” dedi. İktidara en büyük desteği sunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yeniden yargılama taleplerini sert bir dille eleştirdi.

Yeniden yargılama taleplerinin gündeme gelmesinin ardından yazılı bir açıklama yayımlayan Kavala, yeniden yargılamanın temel hukuk ilkelerinin ve insan haklarına saygının gereği olduğunu belirterek adalet çağrısı yaptı. Kavala’nın açıklamasında “Bariz hak ihlalleri içeren, delillere dayanmayan mahkûmiyet kararlarının verildiği, suçsuz insanların yıllar boyu hapis kalmalarına yol açan davaların yeniden görülmesi, temel hukuk ilkelerinin ve insan haklarına saygının gereğidir. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları sadece başvuranların değil her yurttaşın adalet talep etme hakkıyla doğrudan ilgilidir. Adalet herkes için gereklidir. Her yurttaşın hayatı ve hakları eşit derecede değerlidir,” ifadeleri yer aldı

Akabinde Kavala’nın avukatı Hilal Zengin, yeniden yargılama talebini değerlendirecek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin değiştirilmesini talep etti. Zengin itiraz dilekçesinde, Gezi davasında kararı veren hâkimlerin yeniden yargılama talebini karara bağlayamayacaklarını içeren Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) “Hâkimin Davaya Bakamaması ve Reddi” başlıklı beşinci bölümünde yer alan “Yargılamaya katılamayacak hâkim” başlıklı 23/3’üncü maddesini işaret etti. Zengin’in başkan ve üyelerin yeniden yargılama talebini değerlendirecek heyette bulunmamaları talebini onaylayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılama talebini değerlendirecek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin değiştirilmesine hükmetti. 9 Mayıs’ta kabul edilen karara göre 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerinden Mesut Özdemir ile daha önce AKP’nin Samsun’dan milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıkan Murat Bircan heyette çıkarıldı. 24. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şenol Kartal’ın başkanlığında toplanan heyette, ilk yargılamayı yapan ve ceza kararlarının altında imzası bulunan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yer alan ancak Gezi davasının karar duruşmasına katılmayan Mücahit Kemal Yamak ve Enes Duman ise üye hâkim olarak yer aldı.

Kavala’nın yeniden yargılama talebi, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde oluşturulan yeni heyet tarafından oy birliğiyle reddedildi. CMK’nın “Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri” başlıklı 311’inci maddesine atıfta bulunan kararda “yenilenme sebeplerinin mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır” denildi. Kavala’nın karara itiraz hakkı bulunuyor.

Beraat edenler yeniden hâkim karşısında

Gezi davası kapsamında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan haklarında verilen 18’er yıl hapis cezası Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozulan Mücella Yapıcı, Ali Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekci’nin “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlamasıyla yeniden yargılandığı Gezi davasının ikinci duruşması 22 Mayıs Çarşamba günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Medyascope’tan Ayşegül Karagöz, mahkemenin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılarak Gezi eylemlerinde çekilmiş mobese görüntü kaydının bulunup bulunmadığının sorulması yönünde istekte bulunduğunu aktardı. Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2911 sayılı yasaya muhalefetten sanıklar hakkında açılmış bir soruşturma olup olmadığının da sorulmasına karar veren mahkeme duruşmayı 9 Ekim 2024’e erteledi.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) milletvekilliği düşürülen avukat Can Atalay hakkındaki ‘hak ihlali’ kararını uygulamayan Yargıtay 3. Daire Başkanı Muhsin Şentürk, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na atandı. AYM’nin ‘hak ihlali’ kararının ardından Atalay’ın tahliye edilmesi bekleniyordu ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı Yargıtay’a göndermişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdiği mütalaada, Atalay’ın tutukluluğunun devam etmesini istenmişti.  

Gezi 11 yaşında

Mine Özerden, Mücella Yapıcı ve Çiğdem Mater, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde.

Türkiye’nin dört bir yanından milyonlarca yurttaşın katıldığı Gezi eylemlerinin üzerinden 11 yıl geçti. Toplumun farklı kesimlerinden insanların ortak bir amaç için bir araya geldiği ve farklılıklarını görmezden gelerek ya da kabullenerek birlikte yürüdüğü Gezi Direnişi Türkiye’de güçlü bir toplum ve gelecek inşa etmenin en büyük sembollerinden birisi oldu kuşkusuz. Bugün verilen hapis cezalarından dolayı yargı bağımsızlığını şaibeli bir noktaya çeken dava soruşturmaları ise direnişten dört yıl sonra başladı. Yargılamalar uzun yıllar sürdü. Gezi’nin yıldönümünde yeniden yargılama talebi reddedilen Kavala’yla birlikte Türkiye’nin beş değeri hapiste tutuluyor. Tutuklulardan ikisinin sinemacı olması ise davayı başka bir boyuta taşıyor. İfade özgürlüğünün ve toplantı yürüyüş özgürlüklerinin yanı sıra kültür-sanat faaliyetlerini, video ve film üretimini de suç kapsamına dâhil eden Gezi davası sektöre yönelik baskı ve tehdidi açıkça gösteren bir vaka aynı zamanda. Çiğdem Mater’in çekmediği Gezi Direnişi belgeselinin merkeze oturduğu suçlamalardan dolayı, Mine Özerden’in ise bulunamayan bir ihbarcının, kanıtlanmayan iddiası nedeniyle 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldığı Gezi davasında meşru sinemacılık pratikleri de kriminalize ediliyor.

Çiğdem Mater ve tüm Gezi tutsaklarına hayallerimizle yoldaş olmak için açtığımız Hayal Havuzu köşesine erişmek için tıklayınız.