19. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin Ankara programının açılış filmi olarak belirlenen Nejla Demirci imzalı Kanun Hükmü (2023), Çankaya Kaymakamlığı tarafından 2 Mayıs akşamı yapılması planlanan gösterime bir saat kala yasaklandı. Sansüre gerekçe olarak ‘2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’ gösterildi. Yasağı protesto etmek için Kuğulu Park’tan Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne yürümek isteyen festival takipçileri ise polis tarafından engellendi.
Festivalin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Kanun Hükmü‘nün Altın Portakal’la başlayan sansürlenme süreci bu defa Çankaya Kaymakamlığı aracılığıyla devam ettirilmek isteniyor,” ifadeleri yer aldı. “Demirci’nin yanında, sansürün karşısında” duran festival yasağı kınadı. Festivalin açılışına katılan ve burada söz alan Demirci, “Bu filmin gösterimini yasaklamak suçtur,” dedi. Halkın festivallerinin engellenemeyeceğinin altını çizen Demirci Kanun Hükmü’nün sahiplenilmesinin önemine vurgu yaptı. Konuşmanın ardından salonda “Sansüre hayır!” sesleri yükseldi. 3 Mayıs’ta bir açıklama daha yapan festival, Kanun Hükmü filmi hakkında hiçbir mahkeme kararı olmadığı halde belgeselin İstanbul’daki gösteriminin de Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklandığını duyurdu. Demirci bu yeni yasak kararıyla ilgili ANKA’ya yaptığı konuşmada “Bir filmi suçlu ilan etmek Türkiye sinemasına vurulmuş bir darbedir. Seyretmedikleri bir filmi suçlu ilan ettiler,” ifadelerini kullandı
Belgeselin sansürlenmesi Meclis’te de gündeme geldi. DEM Parti Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit belgeselin festivalin Ankara ayağında sansürlenmesiyle ilgili açıklamasında iktidarın KHK’lıların yaşadığı dramın duyulmasından korktuğunu belirterek Ankara Valiliği’ne seslendi: “Belgesel ve filmlerden değil, hukuksuzluktan, adaletsizlikten ve vicdansızlıktan korkun!” dedi. Sinema-TV Sendikası belgeselin yasaklanmasıyla ilgili açıklamasında sanatsal ifade özgürlüğünün yasalarla korunduğuna dikkat çekerek anayasanın 64’üncü maddesini hatırlattı: “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gerekli tedbirleri alır.” Belgeselin gösterime bir saat kala yasaklanmasının sanatsal ifade özgürlüğüne yapılmış bir tehdit/darbe, anayasaya da aykırı olduğunu ifade eden sendika, sansüre karşı sektöre birlik olma çağrısı yaptı.
Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nde kapsamında Ankara ve İstanbul’daki gösterimleri ilçe kaymakamlıklarınca engellenen belgesele yönelik bir engel de İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nden (İBB) geldi. İBB’nin, festivalin salonlarından biri olan Beyoğlu Sineması’nda Kanun Hükmü’nün gösterilmesini istemediğini söyleyen Demirci Susma’ya yaptığı açıklamada şu ifadeleri sarf etti: “Festivalin programı yapılırken Kanun Hükmü şimdiye kadar hiçbir yerde gösterilemediği için İBB’nin festival için tahsis ettiği Beyoğlu Sineması’nda gösterilmesine karar verildi. Gösterimin ardından sansüre ilişkin bir de panel düzenlenecekti. Festivalin programı kamuoyuna açıklanmadan önce programı gören İBB Kültür A.Ş, ‘Sorun yaşamak istemiyoruz’ diyerek filmin Beyoğlu Sineması’nda gösterilmesini istemediğini festival organizasyonuna iletiyor. Ben de bunları festival benimle programı daha önce paylaştığı için öğrenmiş oldum.”. Filmin 19. İşçi Filmleri Festivali’ndeki gösterimleri İstanbul’da Aynalı Geçit, Fransız Kültür ve Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’ne taşındı.
Altın Portakal’dan bakanlık sansürüne
Demirci, İBB tarafından yapılan engellemeyi “Bir başka Antalya vakası” olarak yorumluyor. Kanun Hükmü‘nün ön jüri tarafından seçildiği Ulusal Belgesel Yarışma seçkisinden kaldırılması, 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nin iptaline dek uzanan süreci de beraberinde getirmişti. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden alınan bir doktorla bir öğretmenin hikâyesini anlatan belgesel karakterlerden biriyle ilgili “yargı sürecinin devam etmesi” gerekçe gösterilerek programdan çıkarılmıştı. Ancak film hakkında herhangi bir yargı kararı bulunmuyor.
Kanun Hükmü‘nün 34. Ankara Film Festivali‘nin Ulusal Belgesel Yarışması seçkisinde yer almaması da sansür olarak yorumlanmıştı. Festivali düzenleyen Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı başkanı İrfan Demirkol, sansür iddialarıyla ilgili yaptığı açıklamada belgeselin “izleme linki erişime kapalı olduğu için” ön jüri tarafından değerlendirilmediğini, izleme linkinin şifresini edinmek için yönetmenle iletişime geçildiğini ifade etmişti. Demirci ise iletişim konusunda hata yapmış olabileceğini ancak festivalin bu durumu bir ‘nimet’ olarak görmesinden endişe duyduğunu söyleyerek sansüre işaret etmişti.
Festivallerdeki tartışmalar sürerken bir sansür de bakanlıktan gelmiş, Demirci’nin eser işletme / kayıt tescili için yaptığı başvuru da Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü‘nce reddedilmişti. Belgeselin Eser İşletme Belgesi alamaması film festivallerinde gösterilmesinde herhangi bir sorun teşkil etmiyor ancak sinemalardaki ticari gösterimlerin önüne engel olarak çıkıyor.