Şu An Okunan
Gezi Davası bitmedi: Kavala’yı hapsedenlere yaptırım kararı, Atalay’a tahliye engeli

Gezi Davası bitmedi: Kavala’yı hapsedenlere yaptırım kararı, Atalay’a tahliye engeli

Altı yıldır cezaevinde tutulan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) hak ihlali yönündeki kararına rağmen tahliye edilmeyen Osman Kavala’nın müebbet, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater ve Mine Özerden‘in 18’er yıl ağır hapis cezalarına hükmeden kararda Mücella Yapıcı, Yiğit Ali Ekmekçi ve Hakan Altınay‘ın mahkûmiyet hükümleri bozuldu. Yargıtay’ın Gezi Direnişi davasında yargılanan sekiz kişi hakkında verdiği kararlar adalet, hukuk ve insan hakları zemininde tartışılmaya devam ediyor.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Yargıtay kararının ardından Mimarlar Odası’nda bir toplantı düzenledi. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de katıldığı toplantıda TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz’ın okuduğu ‘Kimse dokunamaz suçsuzluğumuza’ başlıklı ortak açıklamada 2013 yılındaki Gezi ruhundan korkan iktidarın Yargıtay kararıyla bir avuç insan üzerinden milyonları cezalandırdığı ve öç aldığı ifade edildi. Tek adam rejiminin ülkeyi, halkı ve geleceği gerici rejim altında adım adım yok ettiği belirtilerek “Ancak şunu unutmasınlar; bu ülke sahipsiz değildir. Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan, hakları ve geleceği için mücadele eden, AKP’nin her tarafımızı saran gerici politikalarına itiraz eden milyonların sesidir. Bu sesi ne hapsedebilirsiniz ne durdurabilirsiniz! Biz buradayız,” denildi. Hiçbir dava ve kararın Gezi’nin, demokratik kamuoyu ve yasalar nezdindeki meşruiyetini gölgeleyemeyeceğine vurgu yapılan açıklamada, “Buradan haykırıyoruz; Cumhuriyet tarihinin en kitlesel, en yaratıcı, en uzun süreli halk hareketi olan Gezi Direnişi’ni ve o direnişin parçası olmuş arkadaşlarımızı karalamaya yönelik herhangi bir karar, o kararı veren mahkemeler ve emri veren siyasi iktidar toplum vicdanında meşru değildir. Bu kararlar hükümsüzdür,” ifadeleri kullanıldı.


Kavala’nın hayat verdiği Anadolu Kültür ise Yargıtay kararıyla Gezi davasında cezası onanan tüm tutsaklar için adalet taleplerine devam edeceklerini ifade etti. Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Anadolu Kültür’ün kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın altı yıllık haksız yere tutukluluğunun Yargıtay kararıyla hükümlülüğe dönüşmesini ve bundan böyle Türkiye’de mevcut en ağır hapis koşullarında tutulacak olmasını ne aklımız ne de vicdanımızla kabullenebiliyoruz. Yine Yargıtay kararıyla Anadolu Kültür Yönetim Kurulu’nun eski üyelerinden Mine Özerden ve danışmanlarımızdan Çiğdem Mater ile Taksim Dayanışması’ndan Tayfun Kahraman ve Can Atalay’a verilen 18’er yıl hapis cezasının onanması da bizleri derinden sarstı. Anadolu Kültür Yönetim Kurulu’nun eski üyelerinden Yiğit Ali Ekmekçi ve Ali Hakan Altınay ile Taksim Dayanışması’ndan Mücellâ Yapıcı’ya verilen cezaların bozulması ise son karar içindeki tek sevindirici gelişme. Tüm Gezi tutsakları için hukuk ilkelerine yaslanan ve insan hayatına değer veren kararlar verilene dek adalet talep etmekten vazgeçmeyeceğiz.”

Mater: Çekilmemiş bir filmin ‘yokluğunu’ kanıtlamak epey zor

Çiğdem Mater, Yargıtay’ın cezaları onama kararının ardından T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na röportaj verdi. Hapis tutulduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden “Bir buçuk yıldır zorunlu ikametgâhım,” diye tanımlayan Mater, kendi Bakırköy’de bulana kadar adli tutuklu ve hükümlülerin koşullarına dair hiçbir şey bilmediğinden bahsederek cezaevi koşullarını eleştirdi. Gezi davasını “tuhaf ve saçma” diye tanımlayan Mater, tüm bu süreci şöyle anlattı:

“Olan biten öyle tuhaf, öyle saçma ki davaya dair önümüze gelen her yeni hukuki metin bir öncekine rahmet okutuyor. Ben 2019-2020 arasını, mahkemenin ‘çekildiğini’ iddia ettiği filmi çekmediğimi anlatmaya çalışarak geçirdim. Sonrasında da, ‘Gezi başarısız oldu, o yüzden filmden vazgeçtikleri değerlendirilmiştir’ tespitiyle uğraştım. Çekilmemiş bir filmin ‘yokluğunu’ kanıtlamak epey zor oldu. Çekilmeyen filmden 18 yıl almayı da kendime anlatmam epey zor tabii. Suç örgütü liderlerinden tecavüz suçlularına, affedilenlere gelince; e tabii, suç var, suç var… Çekilmeyen filmle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni yıkmaya teşebbüs, anlaşılan Türkiye yargısının her kademesi için mümkün, kesin, tutarlı ve çelişiksiz…” 


Bir süredir Almanya’da olan ve davadan dolayı Türkiye’ye gelen Mater, yargılamanın beraatle sonuçlanacağına inandığını, tutuklanma endişesi olmadığını ancak tutuklandıktan sonra Bakırköy’deki ilk birkaç günün şaşkınlıkla geçtiği, sonrasında kendilerine bir rutin kurduklarını söyledi. Almanya’dan Türkiye’ye “Keşke gelmeseydim” diye hiç düşünmediğini ifade eden Mater, devamında “Ama en altından en üstüne, devlet mekanizmasının tamamı Gezi davasından tutuklu yargılanan yedi kişi için her gün ‘Keşke gitselerdi’ diyor olabilir. Kanıtlayamam ama bence mümkün,” dedi.

Çok ağır bir adaletsizlik duygusu olduğunu söyleyen Mater, “Adaletsizliğe uğramayla baş etmemin sebebi, bence suçsuzluğumuzdan kaynaklanan huzur. Bu davada yargılanan hiç kimsenin suçu yok, bunu bizi yargılayıp mahkûm edenler de gayet iyi biliyor,” dedi ve ekledi: “Sanırım bu soruyu hakimlere de sormalı: Adaletsiz davrandığınız duygusuyla nasıl baş ediyorsunuz?” Mater, Tahincioğlu’nun “Anayasa Mahkemesi’nden, yargıdan yana umudunuz var mı?” sorusuna ise şu sözlerle yanı verdi: “Yargıtay tebliğnamesi açıklandığında, ‘Yargıtay’da hâkimler olduğunu umuyorum’ demiştim, yokmuş. Şimdi, aynı cümleyi Anayasa Mahkemesi hakkında kuruyorum, umarım AYM’de bütün bu tuhaf ve saçma sürece ‘dur’ diyecek hakimler vardır. Hep söyledim, bu sadece bizimle ilgili değil. Herkese olur, olabilir, olacak…”

AKPM Kavala’nın derhal serbest bırakılması kararını kabul etti

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde (AKPM), “acil gündem” başlığı altında “Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısına” ilişkin rapor ve karar tasarısı ele alındı. VOA Türkçe’den Arzu Çakır, AKPM’nin Kavala’nın serbest bırakılmamasında rolü olan Türkiyeli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören karar tasarısını 18’e karşı 44 oyla kabul ettiğini aktardı. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği ülkelerinden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “derhal serbest bırakılsın” kararına rağmen ısrarla cezaevinde tutulan Kavala’nın tutukluluğunun devam etmesi durumunda Türkiye’ye yaptırım uygulaması isteniyor. Kavala hakkında 1 Ocak 2024’e kadar tahliye kararı çıkmadığı takdirde 2024 Kış Oturumu’nda Türkiye delegasyonunun AKPM’de oy kullanma haklarından yoksun kalacağı bildiriliyor.

Yerel mahkeme, AYM’nin Atalay hakkında ‘hak ihlali’ kararına rağmen dosyayı Yargıtay’a gönderdi

Anayasa Mahkemesi, cezaevindeki TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın bireysel başvurusunda “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine karar verdi ve Atalay’a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. 9’a karşı 5 oy çokluğuyla alınan karar, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yerel mahkemeye gönderildi.


AYM’nin ‘hak ihlali’ kararının ardından Atalay’ın tahliye edilmesi bekleniyordu ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı Yargıtay’a gönderdiği öğrenildi. Bianet’ten Ruken Tuncel’in haberine göre mahkemenin, AYM kararından 12 gün öncesinin tarihini taşıyan gerekçesinde, yüksek mahkemenin ihlal kararının 13. Ağır Ceza Mahkemesi hükmüne değil, Yargıtay ilgili Ceza Dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu belirtildi. Duvar’dan Can Bursalı ise 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yalnızca mahkeme başkanı Mesut Özdemir’in imzası bulunan kararında mahkeme heyetinin imzasının yer almadığını aktardı. Kararda 13 Ekim tarihi bulunduğuna dikkat çeken Bursalı, AYM’nin Atalay’la ilgili hak ihlali kararını 25 Ekim’de verdiğini hatırlattı.

Atalay’ın avukatı Akçay Taşçı, bianet’e verdiği demeçte kararın henüz UYAP sistemine yüklenmediğini söyledi. Mahkemenin kararının hukuken verilebilir bir karar olmadığını, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin AYM kararını uygulamakla yükümlü olduğunu vurgulayarak “Mahkemenin böyle bir karar verebilme yetkisi yok. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararına göre bu şekilde bir karar veremez. Anayasa Mahkemesi açıkça ihlalin giderilmesi gereken makamı da belirler. O makama da kararını gönderdi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi hukuk dışı bir şey yaptı,” dedi.