Türkiye’de Filmmor Kadın Kooperatifi’nin öncülüğünü üstlendiği kampanyada festivallerin iç dinamiklerine şeffaflık getirmeleri ve kademeli olarak cinsiyet eşitliği ilkelerini hayata geçirerek 2020 yılında %50 eşitlik ilkesini uygular hale gelmeleri hedefleniyor.
Kampanya ilk olarak 2011’de İsveç Film Enstitüsü’nün başına gelen Anna Serner’in girişimleriyle enstitünün 2016 yılında Cannes Film Festivali’nde düzenlediği ‘Fifty Fifty by 2020’ sloganını taşıyan cinsiyet eşitliği semineri ile uluslararası ölçekte gündeme gelmişti. Enstitü bunun ardından 2018 yılında Cannes Film Festivali’nde ‘Take Two: Next Moves for #MeToo’ etkinliğini düzenlemiş ve Cannes, Venedik, Berlin, Toronto, Locarno, Londra ve Saraybosna gibi büyük festivaller başta olmak üzere birçok uluslararası festival 5050×2020 taahhüdünü imzalamıştı. Türkiye’den de Filmmor’un çağrısı üzerine önce Adana Altın Koza Film Festivali, sonra da !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali taahhüdü imzalamayı kabul etti.
5050×2020 ile festivaller, seçici kurul üyeleri ile film programcılarının listesini sunarak kendi iç dinamiklerine şeffaflık getirmeyi, seçkilerinde yer alan filmlerin ekiplerindeki cinsiyet dağılımını gösteren istatistik bilgileri paylaşmayı ve tüm bu başlıklarda cinsiyet eşitliğini hedefleyerek kademeli olarak hayata geçirmeyi taahhüt ediyor.
Uluslararası büyük festivaller, taahhüdü imzalamakta herhangi bir tereddüt yaşamazken bunun uygulamaya ne ölçüde yansıyacağı sorusu ise belirsizliğini koruyor. Zira bu yılki Cannes Film Festivali’nin ana yarışmasında filmlerden dördü, Berlin Film Festivali’nde ise yedisi kadın yönetmenlere aitken Venedik Film Festivali’nde bu sayı yalnızca iki. Bilhassa Venedik Film Festivali, ana yarışmasında kadın yönetmenlere yer vermemekle birlikte ABD mahkemelerinde tecavüz suçundan hüküm giymiş Roman Polanski’nin yeni filmini programına almış olmasıyla epey tepki çekmiş durumda.