Şu An Okunan
Esfir Shub Anlatıyor: Montajcı-Kadınların Emeği (1927)

Esfir Shub Anlatıyor: Montajcı-Kadınların Emeği (1927)

Yıllardan 1927, devrimin onuncu yılı. Sovyet montajının önde gelen isimlerinden Esfir Shub’un “Montajcı-Kadınların Emeği” başlıklı makalesi, SSCB’de Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yayımlanır. Shub’un yazılarının derlendiği kitaplarda kendine yer bulmayan bu makaleyi akademisyen Alla Gadassik, “kadın emeğinin tanınması adına Shub’un gerçekleştirdiği sessiz bir protesto” olarak tanımlıyor. Gadassik’in dönemin sinema pratiklerindeki cinsiyet politikalarına dair bolca fikir veren takdim metniyle birlikte, 8 Mart’ta Türkçe çevirisiyle huzurlarınızda.

Çeviri: Duygu Doğan & Sidar Bayram (Maddi Estetik Araştırma Kolektifi)

Çeviride, Alla Gadassik’in Apparatus dergisinde Rusça aslından İngilizceye yaptığı ve Shub’un metninden haberdar olmamızı sağlayan 2018 tarihli çeviri esas alınmıştır.

Takdim

Alla Gadassik, 2018

Mart 1927’de Esfir Shub veciz ve isabetli bir şekilde “Монтажницы” (Montazhnitsy / Montagesses / Montajcı Kadınlar) olarak adlandırdığı kısa makalesinin taslağını yazmayı bitirdi. Shub taslağa “Bu Dünya Emekçi Kadınlar Gününde” diyerek başlıyordu; “film fabrikalarındaki mühim canlı organizmadan ve sadece montajcı-kadınların (montazhnitsy) çalıştığı montaj departmanlarından bahsetmek istiyorum.” (Shub 1927a) Shub tarafından seçilen Montazhnitsa (“монтажница”, çoğul haliyle “монтажницы” ya da montazhnitsy) kelimesi; (makaraları parlatma ve tamir etme gibi) bakım işleri ve (dizgi ve birleştirme gibi) teknik işlerden kurgu asistanlığı ya da negatifleri kesme gibi daha zahmetli görevlere, film kurgulama sürecine katılanların yaptığı tümüyle cinsiyetlendirilmiş işe verilen isimdi. Sovyet sinemasının erken dönemlerinde, bu iş yelpazesinin tümü kadınlar tarafından yapılıyordu; bu nedenle bu pozisyon için kullanılan şemsiye terim halihazırda kadın işçilere işaret etmekteydi. Bildiğim kadarıyla, film yapımındaki bu işe atıfla kelimenin eril versiyonuna (montazhnik) devrim sonrası ve savaş yılları süresince birincil kaynaklarda çok nadir rastlanır. Fransız sinemasında da buna eşdeğer bir kelime bulunmakta  — “monteuse” — ancak İngilizcedeki “aktris (actress)” kelimesinin cinsiyetli yazımını yansıtabilmek amacıyla “монтажница” ifadesini “montajcı-kadın” (montagess) şeklinde tercüme etmeyi tercih ettim. Daha sadık bir çeviride film stüdyolarının “senarist kız” (script girl) ve animasyon stüdyolarının “mürekkep ve boya kızı” (ink-and-paint girl) gibi tarihsel olarak kadınlaştırılmış işlerini hatırlatacak şekilde “montajcı-kız” da denebilirdi, fakat Rusça terimde küçültme eki yoktur. Shub’un metninin çevirisinde, başlık da dahil olmak üzere Rusça ifadenin Latin harfleriyle yazılışını kullandım.

Esfir Shub, Goskino’nun 3 no’lu fabrikasında; önünde Romanov Hanedanlığının Düşüşü’nün kurgusunda kendisine yardım eden Tat’iana Kuvshinchikova.

Shub’un makalesinin, o zamanlar Sovyetler Birliği’nde Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak bilinen Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelmesi amaçlanmıştı. Bayramın adı, Rus monarşisinin yıkılma noktası olan ve onu takip eden iç savaş için bir katalizör işlevi gören 1917 Şubat Devrimi’nde kadın işçilerin oynadığı önemli rolün anısını yaşatıyordu. Devrimden ve jülyen takviminden gregoryen takvime geçişten önce, Kadınlar Günü Rusya’da şubat sonunda kutlanmaktaydı. 1917 yılındaki kutlama eylemleri St. Petersburg’da kitlesel protestolara ve işçi grevlerine dönüştü. Bu eylemlerin pek çoğu, eli ayağı tutan erkekler Birinci Dünya Savaşı’nda cephedeyken şehrin fabrikalarında çalışan kadınlar tarafından düzenlendi. Toplumsal huzursuzluk arttı ve Çar II. Nikolay’ın tahttan çekilmesine neden oldu; Rus İmparatorluğu’nu karmaşaya sürükledi ve aynı yılın sonlarında gerçekleşen meşhur Ekim devrimine zemin hazırladı.

Devrimden on yıl sonra ve bu makalesini yazmadan kısa bir süre önce, Shub esas adı Fevral’ (Şubat) olan fakat Padenie dinastii Romanovykh (Romanov Hanedanlığının Düşüşü) adıyla çıkan, Şubat Devrimi’ne adadığı ilk uzun metraj belgeselini tamamladı (1927, SSCB). Makaleyse, kadın emeğinin tanınması adına Shub’un gerçekleştirdiği sessiz bir protesto biçimiydi. Neticede, kadınlar gününe yaptığı atıf, metnin son halinden çıkarıldı ve başlığın değiştirilmesiyle “Работа Монтажниц” (“Rabota Montazhnits” / “Montajcı-Kadınların Emeği”) adıyla yayımlandı. Aşağıdaki tercüme bu versiyona aittir.1 Metinden çıkarılan bir diğer şey de Shub’un montaj bölümünde ‘tümüyle’ kadınların çalıştırılmasına yaptığı önemli vurguydu. Buna rağmen metin, kadınların Sovyet film üretimine, özellikle de kurguya sağladıkları ve göz ardı edilen katkıları vurgulamayı sürdürür.

Esfir Shub’un “derleme filmin öncüsü” sıfatıyla anılmasını beraberinde getiren Romanov Hanedanlığının Düşüşü‘nden bir kare.

Makale kısa ve tekdüze bir tarza sahip olsa da -montaj estetiği hakkında etkileyici kuramların ortaya çıkmasını sağlayan, fakat beklenmedik biçimde montaj yapma işinin esası hakkında çok az şeyin ifade edildiği- erken Sovyet sinemasında film kurgusuna harcanan kolektif emeği ortaya koyması bakımından sıra dışı bir belgedir. “Montajcı-Kadınların Emeği” Shub’un yazılarının derlendiği tek kitaba dahil edilmedi ve bu yüzden de pek duyulmadı. Fakat bu makale, nadir bir belge olarak önemli olmasının ötesinde, teknik yahut yaratıcı bir zanaat olarak film kurgusu hakkında olduğu kadar ikisi arasındaki farkı belirleyen cinsiyet politikaları hakkında da kayda değer detaylar sunuyor.

Shub kurgu departmanlarında çalışan kadınların teknik yeterliliğinin ve yüksek ‘niteliklerinin’ tekrar tekrar altını çizer. Temel giriş seviyesindeki pozisyonlardan başlayıp çok daha meşakkatli işlerle devam ederken becerikli, yanlışsız, uzmanlaşmış olma gibi niteliklere sürekli geri döner. Shub’un vurguları aşırı ve metni tekrara dayalı gibi görünse de bundan yalnızca Sovyetlerde değil diğer ülkelerde de erken dönem film endüstrisi içinde teknik becerinin cinsiyet ayrımlarını kurmakta ve sürdürmekte oynadığı rolün anlaşılması gerekir. Film makaralarını elle birleştirmek gibi işlerden selüloidi elle boyamaya kadar erken dönem sinema içindeki üretim pozisyonlarında kadınlar bilfiil yer almaktaydı. En düşük ücretlerin ödendiği bu işler sıkıcı, tekrara dayalı ve yaratıcılık ya da teknik beceri istemeyen işler olarak görülüyordu. Selüloidi düzenleme görevi esasen, aynı işin tümüyle belirli bir kalıba göre sürekli tekrar edildiği tekstil imalatı ya da konfeksiyon gibi işlerle bir tutuluyordu. Fakat, temel bakım ve montajdan daha karmaşık görülen (teknik bilgi yahut daha ciddi kararlar almayı gerektiren) işler tahmin edileceği gibi erkek çalışanlara veriliyordu.

Esfir Shub kurgu odasında.

Karen Ward Mahar’ın ‘Hollywood’un Erken Dönemlerinde Kadın Film Yapımcıları’ (Women Filmmakers in Early Hollywood) kitabında belirttiği gibi erken dönem Hollywood stüdyoları kadınları esas olarak “el becerisi, tertiplilik ve detaylı, rutin, görece düşük nitelikli görevleri yerine getirebilmek gibi sözde kadınsı beceriler” gerektiren mevkilerde işe alıyorlardı (Mahar 2006: 21). Kadınlar, kurgu departmanında, çoğunlukla erkek olan kurgucuların komutları doğrultusunda negatifleri kesip birleştirmekteydi. Baskı odasında, erkek amirlerin gözetiminde makineleri kontrol etmekteydi. Film laboratuvarlarını geliştirenler genellikle erkekti ancak selüloit kadınlar tarafından parlatılmakta ve renklendirilmekteydi. İş bölümü, “el becerisi gerektiren fakat vasıf gerektirmeyen” yani kadın-işi olarak görülen görevlerin belirlenmesi ve ayrıştırılmasına dayanmaktaydı (Mahar: 23-24). ⇧

Fabrikada çalışan kadınlar; Romanov Hanedanlığının Düşüşü‘nde yer verilen bir arşiv görüntüsünden.

Medya üretim işlerindeki sistematik eşitsizliklere dair güncel tartışmalarda, bir iş pozisyonu için kimliğine bakılmaksızın en ‘nitelikli’ adayın arandığı iş ilanları ya da işverenlerin yeteri kadar çeşitli, ‘nitelikli’ adayın işe başvurmadığı yönündeki mahcup mazeretleri tekrarlanıp durur. Shub’un çizdiği Sovyet montajcı-kadın portresi, farklı ülkelerde kurgu konusundaki iş bölümüyle birlikte düşünüldüğünde, bizi nitelikli olmanın anlamını sorgulamaya iter. Belirli bir iş pozisyonu nasıl tanımlanmaktadır, dahası bu pozisyona uygun ideal adayda aranan nitelikler daha büyük kültürel ve toplumsal varsayımlarla nasıl kesişmekte ve iş edinmenin önünde nasıl engel teşkil etmektedir? Shub’un sıklıkla montajcı-kadınların teknik uzmanlığını dile getirmesi, “becerikli ama vasıflı olmadığı” düşünülen kurgu asistanı fikrinden “ama” ifadesini kaldırır. Aksine, bu yegâne iş tanımının geniş bir sorumluluk ve oldukça karmaşık, zahmetli yükümlülükler kümesine işaret ettiğini vurgular. Şüphesiz, montajcı-kadın “dur durak bilmeyen” (üç defa tekrar edilen) el emeği sürecinde yorulmak bilmeden ve titizlikle çalışır; fakat aynı zamanda şartlara uyum sağlayabilen, muazzam bir teknik bilgiye sahip, düzenleme ve arşivleme işlerinde yetkin ve filmin maddi yapısı hakkında bilgi sahibi bir insandır. Bu meziyetler listesi kısa olsa da kadınların Sovyet film kurgusu işinde Amerika’daki muadillerine göre neden daha fazla role (ve daha yüksek mevkilere) sahip olduğuna dair ufak bir ipucu sunar.

Shub’un montajcı-kadınlara atfettiği en önemli vasıf, görsel hafızadır. Makale, görsel hafıza ile film kurgulamanın maddi pratiği arasında iki şekilde ilişki kurar. Birincisi, bu vasıf selüloidin “iptidai aletlerle”, film şeridinin çıplak gözle taranıp içeriğine bakılarak kurgulanması esnasında gelişir. İkincisi, görsel hafıza, gelen tüm görüntülerin hatta bazen farklı projelere ait görüntülerin dikkatlice gözden geçirilmesi ve analitik biçimde sıralanması sayesinde genişler. “Görsel hafıza” ifadesinin Rusçası (zritel’naia pamiat), “izleyici” (zritel) ifadesiyle aynı kökten gelir. Shub, görsel hafızayı, makalenin sonuna doğru oldukça özgün bir şekilde, pasif hatırlamanın ötesine taşır. Onu film izleyiciliğinde uzmanlaşmanın ve muhakeme gücünün temeli olarak ele alır. Yaratıcı bakımdan sahiplenmekten uzak kaldıkları (çünkü bu sıfattan mahrum bırakılmışlardır) bir filmi dikkatlice kurgulayan montajcı-kadın en sadık ve en eleştirel izleyici olabilir – onun filmi alımlayışı hem “doğrudan” hem de “profesyoneldir.”

Shub’un montajcı-kadınlara atfettiği en önemli vasıf, görsel hafızadır.

Shub’un bu nitelik hakkındaki görüşleri dönemin film eleştirisi ışığında değerlendirilmelidir. Shub’un arkadaşı, meslektaşı ve montaj kuramının ve biçiminin öncüsü Sergei Eisenstein, sinematik tahayyülün geliştirilmesinde görsel hafızaya (daha tartışmalı olan fotoğrafik ve eidetik hafızayı da dahil ederek) büyük önem atfetmektedir. Farklı kaynaklardan, hatta alakasız sahnelerden ve dönemlerden görsel detayları fark edebilme ve hatırlayabilme kapasitesinin gelişmiş olması, sanatçıyı yeni ve beklenmedik yan yana gelişler yaratabilme becerisiyle donatır. Bu, üretici ve yaratıcı bir şekilde kurgulamanın en önemli koşuludur. Shub montajcı-kadınlara yaratıcı bir rol atfedecek kadar ileri gitmez, fakat bir montajcı-kadın olarak işe başlamış ve aslen montajla çalışmaya devam eden bir yönetmen olarak kendi hikâyesini aktarmanın bir yolu olarak görsel hafızayı vurguladığına inanıyorum.

Romanov Hanedanlığının Düşüşü gösterime girdiğinde, Shub yönetmen sıfatına sahip olmakta ve yönetmenlik işinin karşılığını almakta zorlandı. Çöküşün eşiğindeki Çarlık Rusyası’nın eleştirel bir portresini sunan, çoğunlukla “derleme belgesel” olarak nitelendirilen film temel olarak buluntu arşiv ve haber görüntülerinden oluşturulmuştu. Shub görüntülerin çoğunu özenli bir şekilde kendisi izleyip gözden geçirmiş, yazım konusunda Mark Tseitlin’den, kurgu konusunda ise montajcı-kadın Tat’iana Kuvshinchikova’dan yardım alarak, seçtiklerini tutarlı bir film haline dönüştürmüştü. Shub’un Romanov Hanedanlığının Düşüşü’nde görüntüleri dönüştürücü bir şekilde kullanması, o zamanlar yönetmenlik olarak görülmeyen yabancı filmleri yeniden kurgulama işinden çok daha önemliydi. Fakat, yine de dönemin, bir film seti kuran ve idare eden kişi olarak tanımlanan yönetmen fikrine de uygun düşmüyordu. Romanov Hanedanlığının Düşüşü’nün açılışındaki yazılarda “Esfir Shub’un çalışması” ifadesi yer alıyordu. Çalışma arkadaşları onu desteklemek üzere müdahale edene kadar yönetmen sıfatını kazanamayacaktı.

Bu koşullar altında, Shub’un aslen kendisini savunduğu (örneğin, yeni bir kurmaca-dışı film türünün ortaya çıkışını duyurup kendisini de bunun öncüsü ilan ettiği) bir metin yazmamış olmasını önemli buluyorum. Onun yerine “Montajcı-Kadınların Emeği” metninde, bireysel olan yerine kolektif olanı öne çıkararak, montaj departmanındaki kadınlarla olan yoldaşlığını göstermeyi tercih eder. Yine de, “yakın temasta” bulunduğu bu kadınları anlatırken, Shub bir yandan da kendisini bu topluluktan uzaklaştırır, yaratıcı bir pratik olarak kurgu ile teknik bir zanaat olarak kurgunun ilgi çekici kesişimde, bir “yönetmen-kurgucu”* (rezhisser-montazher) olarak kendi özgün konumunu oluşturmaya çalışır.


NOTLAR

1 Bu metnin yayımlanmış hali RGALI arşivinde muhafaza edilmektedir, fakat metnin basıldığı derginin geri kalanı mevcut değildir. Metnin Sovyet Ekranı (Sovetskii Ekran) dergisinin 1928 tarihli sayısında yayımlandığını tespit ettiği için Anastasia Kostina’ya (Yale Üniversitesi) teşekkür ederim.

KAYNAKÇA:
Esfir Shub, “Montazhnitsy,” 1927a.
Esfir Shub, “Rabota Montazhnits,” 1927b.
Karen Ward Mahar, Women Filmmakers in Early Hollywood, Baltimore, 2006.

* EDİTÖRÜN NOTU: Rusçadaki “pежиссер монтажа” ifadesi. Bu ifade “kurgu yönetmeni” ya da “yönetmen-kurgucu” olarak Türkçeye çevrilebilir. Ancak Gadassik ve Shub burada aslen, Sovyet montaj sinemasında Yelizaveta Svilova, Lilya Brik ve Esfir Shub gibi kadınlar tarafından derleme filmlerin (compilation film) üretiminde oynanan özgün role işaret etmektedir.

Karen Pearlman ve Adelheid Heftberger’in, yine Apparatus dergisinde yayımlanan Editorial: Recognising Women’s Work as Creative Work başlıklı yazılarında, söz konusu ifadeyi İngilizceye çevirirken yaşadıkları zorluğu anlattıkları bölümün konu hakkında aydınlatıcı olacağını düşünüyoruz:

“İfadeyi ‘kurgu yönetmeni’ (director of editing) olarak çevirdiğimizde, aynı görüntü yönetmeninde (director of photography) olduğu gibi, aslında filmin biçimini ortaya çıkarmak üzere yönetmen ile çalışan kişiyi belirten ‘kurgucudan’ bahsederiz. Fakat aynı ifade ‘kurgulayan yönetmen’ (director by editing) ya da ‘kurgulayarak yönetmek’ (directing through editing) ya da ‘yönetmen-kurgucu’ [director-editor] şeklinde çevrildiğinde kastedilen şey derleme filmlerin (compilation film) üretimindeki özgün roldür. Bu rol, Sovyet montaj döneminde pek çok kadın tarafından icra edilmiştir (Shub, Svilova ve Brik gibi – bkz. Kaganovosky ve Heftberger’in makaleleri, 2018). Söz konusu olan, arşivlerde bulunan veya uzaktan çalışan kameracılar tarafından kurgu birimlerine yollanan görüntülerin kurgulanmasıyla hikâyelerin oluşturulması ve filmin üretilmesidir. Kurgucu muhtemelen farklı amaçlarla çekilmiş olan farklı farklı görüntülerin akışını düzenleyip bir anlatı kurarak, hikâyeyi tasarlar ve ortaya çıkarır. Sovyet montaj dönemindeki kadınlar için başka türden bir beceri de gereklidir: Zaman zaman değişen ve maliyeti ağır sansür gerekliliklerine uygun şekilde film yapıları ve anlatıları oluşturmak. Montaj ve sansür hakkında daha fazla bilgi için bkz. https://chapaev.media/articles/7505

Solda Lilya Brik montaj yaparken, sağda Yelizaveta Svilova, Dziga Vertov ile kurgu odasında.


Montajcı-Kadınların Emeği

Esfir Shub, 1927

Film fabrikalarındaki mühim canlı organizmadan, montaj departmanlarından ve en çok da montajcı-kadından (montazhnitsa) bahsetmek istiyorum.

İşim gereği, kiralanan filmlerle ilgilenen, yönetmenler için çalışan ya da negatiflerle uğraşan ve yaptıkları işte oldukça uzmanlaşan montajcı-kadınlarla yakın temas içinde oldum. Montajcı-kadının emeği ve üretim sürecindeki rolü pek bilinmese de oldukça iyi organize edilmiş bir iş gücüyle çalışan kalabalık bir departmandır.

Shub’un 1927’de yayımlanan metnine eşlik eden fotoğrafı.

Kiralanan filmlerle ilgilenen montajcı-kadın ne yapar? Gelin, Sovkino’daki montaj odasına bir göz atalım. Yetersiz bir donanıma sahip olsa da burası kurgu masalarıyla dolu büyük ve oldukça iyi aydınlatılmış bir odadır. Film bobinleri dur durak bilmeden döner. İyi bir havalandırma olsa da oda asetat ve asetonun tatlı şurubumsu kokusuyla doludur. Başı eğik, kolları hiç durmadan hareket eden, gözleri film şeridine kitlenmiş montajcı-kadın işinin başındadır.

Peki ama ne yapmaktadır? Acemi olanlar perdede gösterildikten sonra filmlerin üstünden geçer — yırtıkları yamar, dişli deliklerini kontrol eder, itinayla ve ustaca makinenin büktüğü yerleri kırpar, kırpılmış yerleri daha fazla zarar görmesinler diye kıvırır, perdede soruna yol açmaması için büyük bir maharetle yapar bunu; projektörün çoktan harap ettiği kareleri çıkarır, selüloidi temizler ve filmi itinayla makaraya geri sarar. Bu şekilde dur durak bilmeden gün boyu makara üstüne makara sarar.

Kurgu yönetmenleri için çalışan montajcı-kadınlar ayrı bir yerdedir. Tatiana Levington ve ben muhtemelen yabancı filmleri yeniden kurgulama işini yapan ilk kişileriz. Batı ya da Amerikan menşeli filmlerin ideolojik olarak düzeltilmesi gerekmekteydi; bu, olay örgüsünün değiştirilmesi ve filmin yapısının yeniden oluşturulması kadar yeni arayazıların da yazılması demekti. Bu iş yalnızca bir kopya kullanılarak yapılırdı, sonra bu kopya onu kullanarak tüm diğer kopyaların negatiflerini yeniden kurgulayacak olan montajcı-kadınlara gönderilirdi. Bunu yapabilmesi için montajcı-kadının pozitif baskıya son derece hâkim, her bir sahnenin (ve karenin) kendi başına hareketini tam olarak tespit edebilme yetisine ve görsel belleğe sahip olması gerekirdi.

Üç yılın içerisinde aşağı yukarı 300 filmi yeniden kurguladım. Kimi aylar 10-15 filmi pat diye gösterime hazırlamak zorunda kalıyordum, hem de her biri için birden fazla kopya olacak şekilde. Bazı filmler fazla karmaşık bir yeniden kurgulama işi gerektiriyordu. Bu işler Bol’shaia Dimitrovka’da bulunan Goskino stüdyosundaki küçük, sıkışık, havasız bir kiralama ofisinde olup bitiyordu.1 Tüm bu yıllar boyunca asistanım olan montajcı-kadın Prokhorova bir kere bile hata yapmadı; son derece düzenli bir şekilde, dikkatle planlanmış bir sistem kullanarak çalıştı. Film üretimine dair becerilerimin çoğunu bu dönemde geliştirdiğimi kabul etmeliyim. 1925’te Sovyet yapımı filmlerin kurgusunu yönetmeye başladım ve 1927’den beri de kurmaca dışı filmlerde bağımsız olarak çalışıyorum. ⇧

Montajcı-kadınlar yönetmenlik işinin en hayati kısımlarından birinde, yani filmin kurgulanması esnasında vazgeçilmez bir rol oynar. Montajcı-kadın, bütün malzemeyi senaryoya göre düzenler, başat konuları kabaca şu sıraya koyar: geniş çekimler, orta çekimler, yakın çekimler ve her bir sahneye ait çekimleri birbirini takip edecek şekilde sıralar. Daha sonra tüm bu malzeme yönetmen ya da yönetmen-kurgucu tarafından montajcı-kadınla birlikte gözden geçirilir. Montajcı-kadın reddedilen sahneleri çıkarır. Sonra kalan malzemeyi, her yönetmen-kurgucunun kendisine özgü olan bir düzene göre kurgular. Yönetmenin ya da yönetmen-kurgucunun istekleri doğrultusunda, filmin belli kısımlarını gruplar, gereksiz kareleri ayıklar ve kurgu süreci bitene kadar yönetmenin ya da yönetmen-kurgucunun yanında fazlasıyla teknik ve zahmetli işini sürdürür.

Romanov Hanedanlığının Düşüşü ve Büyük Yol (Veliky Put, 1927) filmlerinin yönetmeni olarak çalışırken asistanım T. Kuvshinchikova bana çok yardımcı oldu. İkimiz, yedi sekiz ay boyunca neredeyse bin civarı film negatifi ve pozitifini gözden geçirdik; benim direktiflerim doğrultusunda parçalar seçti, onları tematik olarak düzenledi; tüm bu malzemeyi kendi tasnif sistemime göre temel tematik montaj nitelikleri uyarınca dosyalamama yardım etti ve bu filmleri kurgulama sürecinde fazlasıyla teknik ve zahmetli bir şekilde eski selüloitler ile çalıştı.

Çalışkan bir düzen, keskin bir görüş, güçlü bir görsel hafıza, becerikli ve hızlı eller…

Şimdi, montaj bölümünün son ve en önemli bölümüne, negatifler bölümüne gelelim. Negatiflerle çalışan montajcı-kadın yüksek niteliklere sahip bir çalışandır. Yönetmenin pozitif baskısını, filmin negatifini bir araya getirmek, kurgulamak ve bir montaj listesi hazırlamak üzere kullanır. Tüm negatiflerin eksiksiz bilgisi, muazzam bir görsel hafıza, yıllardır edinilen profesyonel becerilere dayalı rasyonel bir sistem – bunlar yönetmenin kontrol kopyasını temel alarak negatifleri uygun şekilde bir araya getirmekten ve filmin diğer tüm kopyalarından sorumlu olan, negatiflerle çalışan montajcı-kadınların ayırt edici özellikleridir. Film fabrikasının başka hiçbir bölümünde, negatif kurgulama bölümündeki düzenli ve planlı hali bulamazsınız. Gözler ve makaslar yoğun bir çalışma içerisindedir, çünkü negatifleri gözden geçirmek ya da birbirine eklemek için hâlâ herhangi bir aletimiz ya da makinemiz yok. Çalışkan bir düzen, keskin bir görüş, güçlü bir görsel hafıza, becerikli ve hızlı eller –bunlar, bir filmin yapımında büyük, önemli, pek fark edilmeyen ve hakkı pek teslim edilmeyen bir rol oynayan montajcı-kadınların ayırt edici nitelikleridir.

Fakat montajcı-kadınlar sadece uzmanlaştıkları işlerin oldukça zahmet içeren niteliğiyle ayırt edilmezler. Bir iki istisna haricinde, hepsi filmin bütününün niteliği konusunda derin bir kavrayış sahibidir. Negatiflerle ilgilenen montajcı-kadınların negatifleri bir araya getirmeden önce gösterim odasında yönetmenin kontrol kopyasını gözden geçirirken yaptıkları değerlendirmeler neredeyse hiçbir zaman şaşmaz. Bir filmi alımlayışları aynı anda hem doğrudan hem de profesyoneldir. Hatta şöyle diyebilirim: eğer negatifleri kesenler bir filmi beğendiyse o film kesinlikle iyi yapılmıştır.

Montajcı kadınlar hakkında son bir şey daha. Bu kadın işçiler topluluğu, toplumsal aktivizmleriyle, aralarındaki siyasi uyum ve mutlak yoldaşlık duygusu ile bizlere sevinç aşılamaktadır.


1 Shub burada stüdyonun, film kopyalarını gösterim yapanlara verip geri alma işleriyle uğraşan alt biriminden bahsediyor.