RTÜK’ün, yayıncı kuruluşların yöneticilerine “yangınlarını göstermemeleri” yönünde “talimat” göndermesi basın meslek örgütlerince tepkiyle karşılandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası, DİSK Basın-İş, Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti, bu tip haberleri sınırlandırmayan kanalların “en ağır şekilde ceza verilecektir” tehdidiyle karşı karşıya kaldığı durumu kabul edilemez bir sansür girişimi olarak nitelendirdi ve kınadı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) basın ve medyaya yönelik uygulamaları, kurumunun amacının dışında hizmet ettiği yönünde eleştiriler alıyor. Yayıncı kuruluşlara yangın haberleri konusunda 3 Ağustos’ta bir “uyarı mektubu” gönderen RTÜK, kamuoyu ve basın meslek örgütlerinden büyük tepki görüyor.
2019’da internet yayınlarını denetleme yetkisi veren yönetmeliğin Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, internet üzerinden yayın yapan dijital platformların artık yayın yapabilmesi için RTÜK’ten yayın lisansı alması şart koşuldu. Pek çoklarının ‘sansür yasası’ olarak tanımladığı yeni yönetmelikle RTÜK’ün müdahale alanı epey genişlemiş oldu. RTÜK’ün internete sansür yetkisine ilişkin yasal düzenlemenin iptaline ilişkin dava Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) oy çokluğuyla reddedildi. CHP’nin yargıya taşıdığı davada, internet düzenlemesinin, anayasanın “temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması”, “haberleşme hürriyeti” ve “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini” düzenleyen maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi talep edilmişti.
Geçtiğimiz aylarda da pandemiden dolayı ‘tam kapanma’ sürecine girilen günlerde AKP kongreleri, kalabalık cenaze törenleri, Adana Demirspor maçına taraftar alınması gibi görüntüler haber kanallarında yayınlanmış ve maske-mesafe-hijyen kurallarının hiçe sayıldığı bu toplu buluşmalar kamuoyundan büyük tepki görmüştü. Bunun üzerine RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in, “özel hattan talimat göndererek lebalep görüntülerin kullanılmamasını istediği” RTÜK üyesi İlhan Taşçı tarafından duyurulmuştu. Şahin, kalabalık alanlar yerine boş cadde ve sokakların görüntülenmesi talebini “yapıcı bir hatırlatma” diye savunmuştu.
“Kameraların çevrilmesi yangını söndürmez”
Son olarak RTÜK’ün televizyon kanallarına, “yangınları göstermeyin” talimatı gönderdiği ortaya çıktı. Türkiye’nin farklı noktalarında geçen hafta başlayan ve hâlen sürmekten olan yangınlar; havadan müdahalenin, su ve malzeme tedariğinin yetersiz oluşuyla eleştiriliyor. Binlerce hektar alan talan olmuş, geri dönüşü olmayan kayıplar verilmişken halkın yaşananlardan haber alma hakkına RTÜK tarafından engel olunmaya çalışılması yine büyük bir kamuoyu tepkisiyle karşılandı. Üst Kurul, yayıncı kuruluşların yöneticilerine gönderdiği “uyarı mektubu”nda “130 farklı noktada çıkan yangınlar başarıyla söndürülmüşken buraları hiç görmeksizin sadece yanan alanların ısrarla ekranlara taşınması, kaos havası beklentisinde olan çevrelerin istediği yönde bir yayıncılıktır” ifadelerine yer verdi. Mektupta “Yayın ilkelerini hiçe sayan” medya kuruluşlarına “en ağır cezaların” verileceğine vurgu yapıldı.
RTÜK üyesi İlhan Taşçı, sansür uygulamasına tepki göstererek “Kameraları alevlerden başka yöne çevirmek yangınların söndüğü anlamına maalesef gelmiyor, gelmeyecek. O kameralar halkın gözü, kulağı olmak zorundadır,” ifadelerini kullandı.
“RTÜK başkanı suç işlemektedir”
RTÜK’ün sansür uygulamasına basın meslek örgütlerinden itiraz gecikmedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), RTÜK’e tepki gösteren açıklamasında, Üst Kurul’un editoryal bağımsızlığa açıkça müdahale ettiğine dikkat çekti. RTÜK Başkanı Şahin’in görev tanımı dışına çıkarak kurumu bir sansür mekanizması gibi çalıştırdığı, kanallarını tehdit ederek suç işlediği belirtildi.
“Habercilik engellenirse dezenformasyon artar ve asıl o zaman provakasyon için uygun ortam oluşur. Yangını söndürmek yerine sansürlemek peşinde koşmanın kimseye faydası yoktur,” denilen açıklamada, yangını haberleştiren gazetecilerin darp edilmesinin kabul edilemez olduğu da ifade edildi: “Sahada çalışan gazetecilerin hedef gösterilmesi ve darp edilmesi de kabul edilmez. Meslektaşlarımıza yapılan saldırıyı kınıyor, faillerin hukuk önüne çıkartılmasını talep ediyoruz.”
“Yangını söndürmek yerine gazetecileri hedef gösteriyorlar”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in görev tanımının dışına çıktığını, yayın kuruluşları yöneticilerine “kişiye özel” genelge yazarak kurumu adeta bir sansür mekanizması gibi çalıştırdığını belirtti. Gazeteciler Cemiyeti olarak her dönemde sansüre ve oto-sansüre karşı çıkmaya çalıştıklarını ve her ne şekilde olursa olsun haberciliğin engellenmesi durumunda dezenformasyonun, yalan haberin yayılacağını ve provokasyona ortam hazırlayacağını da sözlerine ekledi.
Halkın şeffaf ve özgür haber alma hakkı olduğunu, gazetecilerin de halkı bilgilendirmeye çalıştığını aktaran Bilgin, “Neyi haberleştirip neyi haberleştirmeyecekleri, kameralarını, merceklerini nereye odaklayacaklarını, nereye bakıp neyi haberleştireceklerini onlara öğretmeye çalışmak RTÜK başkanının vazifesi değildir,” dedi.
Devletin ve kurumlarının haberciliği engelleme ve habercilere ağır yaptırım tehditlerinde bulunmaktan ziyade asli görevlerini yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Bilgin, “Yangını söndürmek yerine sahada çalışan gazetecilerin hedef gösterilmesi, darp edilmesi, sansür edilmesi kabul edilemez ve kimseye faydası olmayan bir harekettir,” ifadelerini kullandı.
“Basın özgürlüğüne büyük bir darbe”
Basın Konseyi’nin açıklamasında RTÜK’ün televizyon kanallarının yöneticilerine yaptığı uyarı ve tehdit örneklerinin demokratik ülkelerde asla yaşanmayacağı, baskıcı ve sansürcü RTÜK müdahalesi basın özgürlüğüne büyük bir darbe indirdiği belirtildi.
“Alevlerin arasından yapılan canlı yayınlarda ‘felaketin her yönüyle yayınlanması değil, yangının söndürüldüğü yerlerin ekranlara taşınmasını’ şart koşan RTÜK Üst Kurulu’nun gerçeğin gizlenmesi yönündeki baskıcı tavrını kabul etmek olanaksızdır,” denilen açıklamada RTÜK’ün şu soruları yanıtlaması istendi:
- ‘Özel hattan’ televizyon yöneticilerine uyarı yaptığınız doğru mudur?
- Uyarılarınız da televizyon yöneticilerini ağır cezalara çarptırılmakla tehdit ettiniz mi?
- Televizyon yöneticilerine istenilen tarzda sansürlü yayın yapılmadığı durumunda gazetecilere verilecek ağır cezanın bedeli nedir?
Açıklama şu sözlerle noktalandı: “Gazeteciler, kameramanlar, halkın gözüdür. Gözün gördüğü gerçektir. Gerçeğin aktarılması ise Anayasanın teminatı altında yapılan gazetecilik faaliyeti ve basın özgürlüğü olduğunu bir daha hatırlatırız.”
“Yangını kontrol altına alamayanlar, medyayı kontrol altına almaya çalışıyor!”
DİSK Basın-İş’in Twitter hesabından yapılan açıklamada ise RTÜK’ün ve siyasal iktidarın medyayı tehdit ederek sansüre zorladığına dikkat çekildi, “Yangını kontrol altına alamayanlar, medyayı kontrol altına almaya çalışıyor!” denilerek tepki gösterildi.