Şu An Okunan
‘Güneşin Kızları’ Filmini Paylaşmak Suç Sayıldı

‘Güneşin Kızları’ Filmini Paylaşmak Suç Sayıldı

2018 yılının Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan Güneşin Kızları (Les filles du soleil, 2018) Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce somut suç delili sayıldı. Filmi sosyal medya hesabından paylaşan Nazım Bayram “örgüt propagandası” yapmakla yargılanacak. Fransız yönetmen Eva Husson’un çektiği film, Şengal’de IŞİD’e karşı savaşan Êzidî ve Kürt kadınları konu ediniyor.

Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde yaşayan Nazım Bayram’ın Güneşin Kızları’nı sosyal medyada hesabından paylaşmasını “örgüt propagandası” kapsamında somut suç delili sayan savcılık, Bayram’ın cezalandırılmasını istedi. Filmi 5 Mayıs 2021’de sosyal medya hesabından paylaştıktan sonra başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan Nazım Bayram hakkında bir ay sonra hazırlanan iddianamede Güneşin Kızları “örgüt propagandası” kapsamında değerlendirildi. İddianame Malatya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Mezopotamya Ajansı’ndan Barış Polat’ın aktardığına göre, iddianamede “filmde yer alan YPJ’lilerin (Kadın Savunma Birlikleri) YPG’nin (Halk Savunma Birlikleri) kadın kolu olduğu, 2012 yılında YPG’nin kadın tugayı olarak kurulduğu ve bu kapsamda PKK’nin uzantısı olduğu” ileri sürüldü. Savcı, Bayram’ın yaptığı paylaşımı somut suç delili sayarak, cezalandırılmasını istedi.

Haberde, filmde YPJ, YJŞ gibi isimlerin telaffuz edilmediği, ancak askerî üniformalar kullanılarak Şengal’deki bazı flamalara yer verildiği de not düşülmüş. 

Davanın ilk duruşması 9 Eylül 2021’de görülecek. 

Eva Husson “Konu edindiğim kadınlar kurban olarak görülmeyi ve ataerkil zihniyetin dayatmalarını reddediyor”

Eva Husson’un (yukarıda) son filmi Mothering Sunday (2019) de dünya prömiyerini geçtiğimiz Temmuz ayı Cannes Film Festivali’nde yaptı.

Fransız yönetmen Eva Husson’un Bang Gang (une histoire d’amour moderne)’den (2015) sonra imza attığı ikinci uzun metraj olan Güneşin Kızları, dünya prömiyerini yaptığı 71. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışmıştı. Film, Suriye ve Irak’tan geçerken IŞİD askerleri tarafından rehin alınan ve kaçmayı başarıp geride kalan esirleri, ailelerini ve kasabalarını kurtarmak için IŞİD’e karşı silahlı mücadeleye girişen Êzidî ve Kürt kadınların direnişini merkeze alıyor. Yönetmen Husson, kadınların rehin alınma sürecinde maruz bırakıldığı istismar, zorla alıkonulma, tecavüz gibi skandalların kendisine film çekmek için esin kaynağı olduğunu ifade ediyor.

“Öyle bir film yapmalıydım ki sadece yaşanan dramı değil, aynı zamanda ortaya konulan direnişi ve mücadeleyi anlatmalıydım” diyen Husson, Güneşin Kızları’nın Kürt sorununu anlatan bir film olmadığının altını çiziyor. Husson’a göre bu kadar geniş bir konuya bir filmde yer vermek sinemanın ruhuna aykırı.

ANF’den Serkan Demirel’in sorularını yanıtlayan Husson, filmin vermek istediği mesajı şöyle tarif ediyor:

“Ne kadar Kürt kadınlarının mücadelesini anlatmak istediysem bir o kadar da kadınların ortaya koyduğu bu direnişi, dünyanın diğer parçalarında farklı olsa da trajedi yaşayan ama sessiz kalmayı tercih eden kadınlara anlatmaktı. Çünkü bugün hem Doğu’da hem Batı’da hem Avrupa’da hem Asya’da yaşayan kadınların korkuları hep aynı, korkularını yenemiyorlar. Diğer taraftan filmime konu aldığım kadınlar korkmayı, boyun eğmeyi, kurban olarak görülmeyi ve ataerkil zihniyetin kendilerine dayattıklarını reddediyordu. İşte ben bu kadınları filmime konu alarak, ataerkil sistemin korumak istediği kadın figürünün kırılabileceğini göstermek istedim.”

Güneşin Kızları‘ndan bir kare

“Kürtler olmadan IŞİD’in sonunu gelmezdi, bunu herkes iyi biliyor” diyen Husson, sözlerini şöyle noktalıyor:

“Batı, IŞİD’in sonuna yaklaşmasından sonra Kürtleri yalnız bıraktı. Bu uluslararası toplum için bir utançtır. Kürtleri yalnız bırakmak, anlaşılır olmadığı gibi anormalliktir. Bu ihaneti çok iyi biliyorum. Benim dedem de İspanya İç Savaşı’nda Franco faşizmine karşı savaştı. Daha sonra dedem Fransa’ya geçerek mücadeleye devam etti. O dönem Avrupa, İspanyolların faşizme karşı mücadelesine destek vermeyerek onları yalnız bıraktı, yani ihanet etti. Şimdi aynısı Kürtlere yapılıyor.”

“Bu filmi faşizme karşı savaşan kadınlar için yaptık”

Husson, National Post’a verdiği söyleşideyse Fransız eleştirmenlerin filme ağır eleştiriler getirmesiyle ilgili şu yorumu yapmıştı: “Biz bu filmi Fransız eleştirmenlerin onayına sunmak için yapmadık, faşizme karşı savaşan kadınlar için yaptık…”

Güneşin Kızları‘nın başrolündeki İranlı oyuncu Golshifteh Farahani, Jim Jarmusch’un Paterson filminde Adam Driver ile birlikte

Karayip Korsanları: Salazar’ın İntikamı (Pirates of the Caribbean: Dead Men Tell No Tales, 2017), Paterson (2016) gibi filmlerde tanıdığımız İranlı oyuncu Golshifteh Farahani’nin bir Kürt kadın taburunun başkomutanı Bahar karakteriyle başrolde olduğu filmde, Benim Kralım (Mon Roi, 2015) filmindeki performansıyla Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görülen Emmanuelle Bercot ise Mathilde adlı gazeteciyi canlandırıyor. Zübeyde Bulut, Sinama Alievi, Mari Semidovi ve Erol Afşin gibi isimler de filmin oyuncuları arasında. Film Amazon Prime’ın uluslararası yayınından kanala üye olunarak izlenebiliyor.