Rusya’nın 24 Şubat sabahı Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgale tepkiler devam ediyor. Sinema dünyasından da pek çok isim ve meslek örgütü dayanışma mesajları yayınladı.
Savaşın sinemaya etkisi kaçınılmaz olduğu gibi yeni de değil. Ukrayna’da 2014 yılından bu yana süren Rusya’nın işgal girişimleri ve sıcak çatışmalar, ülke sinemasında da savaş karşıtı, Rusya muhalifi bir anlayışın etkisini arttırmasına neden olmuştu.
Rusya’nın yalnızca Ukrayna’nın doğusunda değil, ülke genelinde başlattığı saldırı sonucu doğudaki sivil halk yeraltı sığınaklarında ve metrolarda saklanırken görece daha güvenli batı kentlerindekiler komşu Avrupa ülkelerinin sınırlarına doğru yola çıktı. İşgale karşı pek çok ülkede ise insanlar sokağa çıkıyor, çeşitli sivil toplum örgütleri ve meslek grupları da kınama açıklamaları yapmaya devam ediyor. Başta Ukrayna olmak üzere Avrupa’da pek çok sinema meslek örgütü işgale karşı açıklamalar gerçekleştirerek, dayanışma çağrısında bulunuyor.
Özellikle Ukraynalı sinemacıların Rusya ve işgal karşıtı tutumları işgalin uzaması halinde sinemacıları ve ülke sinemasını açık tehdit haline getiriyor. Pek çok Ukraynalı sinemacı dayanışma talebinde bulunurken, Ukrayna dışından ilk dayanışma mesajları ise Avrupa Film Akademisi (AFA) ve Berlin Uluslararası Film Festivali’nden (Berlinale) geldi.
DocuDays’dan Çevrimiçi Direnişe Çağrı
Ukrayna’nın en büyük belgesel sinema festivali olan DocuDays UA Uluslararası İnsan Hakları Belgesel Film Festivali, Rusya işgaline karşı dünya genelinde festivallere dayanışma çağrısı yaptı. 25 Mart -3 Nisan 2022 tarihleri arası gerçekleşmesi beklenen DocuDays UA’nın ertelendiğinin de duyurulduğu çağrıda, “Dünyanın dört bir yanındaki festivalleri, Ukrayna’daki savaş hakkında konuşmaya, protesto etmeye ve Ukrayna belgesel filmlerini herkese göstererek Rus saldırganlığına karşı çevrimiçi direnişe katılmaya çağırıyoruz” denildi.
Loznitsa: Batı Avrupa Savaşı Görmezden Geldi
Deutsche Welle’ye konuşan Ukraynalı yönetmen Sergei Loznitsa, savaşın sekiz yıldır sürdüğünü ve Batı Avrupa’nın bu savaşı görmezden geldiğini belirtti. Loznitsa, Avrupa Birliği ve NATO’nun sert tepki vermesi gerektiğini söylüyor. Loznitsa’nın yanısıra Ukraynalı yönetmenler Oleg Sentsov, Valentyn Vasyanovych, Maryna Er Gorbach, Natalia Vorozhbyt, Iryna Tsilyk, Nariman Aliev ve Ukrayna Film Akademisi Direktörü ve Odessa Uluslararası Film Festivali çalışanı Anna Machukh da dayanışma çağrısında bulundu. Ukraynalı sinemacılar genel olarak uluslararası toplumdan dayanışma talep ederken, savaşı ancak Rusya’ya yönelik ciddi yaptırımların durdurabileceğini vurguluyorlar.
Avrupa Film Akademisi: Somut Destek Yolları Arıyoruz
Ukrayna’da 60’dan fazla üyesi bulunan Avrupa Film Akademisi (AFA) ülkedeki üyelerine dayanışma sözü verdi ve somut destek yolları aradıklarını duyuran bir mektup gönderdi. Akademi’nin işgalin başladığı Perşembe günü Ukraynalı üyelerine gönderdiği destek mektubunda şunlar kaydedildi:
“Avrupa sineması her zaman önemli değerlerle şekillenmiştir. İnsanlık onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan hakları, sinemacıların çalışması için en iyi koşulları yaratmada kilit unsurlardır. Akademi olarak ve çalışmalarımız aracılığıyla, bu değerleri şiddetle savunuyoruz ve her türlü ihlali protesto ediyoruz.”
Variety’e konuşan AFA Başkanı ve Risk Altındaki Sinemacılarla Uluslararası Dayanışma Koalisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mike Downey ise henüz en iyi nasıl yardım sağlayabileceklerini söylemek için erken olduğunu ancak partnerleri ve Polonya’da sınıra yakın bölgelerdeki üyeleriyle durumu tartıştıklarını kaydetti.
Berlinale: Filmler İnsanların Zihinlerini Değiştirmeye Yardımcı Olabilir
Geçtiğimiz hafta 72.si sona eren Berlin Uluslararası Film Festivali (Berlinale) de yaptığı yazılı açıklamayla Ukrayna’da barış çağrısında bulundu. “Dünya büyük bir krizin eşiğinde. Özgür dünyanın bir vitrini olarak, Berlinale her zaman merkezine özgürlük kavramını ve Doğu ile Batı arasında köprü kurma iradesini koydu” denilen açıklamada Berlinale’nin Ukrayna tarihi ve kültürüne defalarca yer verdiği ifade edildi. Açıklamada, bu yıl Berlinale seçkilerinde yer alan Maryna Er Gorbach’ın Klondike, Taras Tomenko’nun Terykony filmleri ve 2020 seçkisinde yer alan Oleg Sentsov’un Numbers filminin yanısıra Kira Muratova ve Myroslav Slaboshpytsky de dahil olmak üzere pek çok Ukraynalı yönetmenin Berlinale’de kendine yer bulduğu hatırlatıldı.
Berlinale tarafından yapılan açıklamada sinemanın politik ve toplumsal rolüne de şu sözlerle vurgu yapıldı:
“Filmler toplumun ve tarihin akışını değiştiremez, ancak insanların zihinlerini değiştirmeye yardımcı olabilirler. Filmler, bize dünyanın daha fazla acı ve yıkım eklemek için zaten çok tehlikeli bir durumda olduğunu söylüyor.”
Avrupa Yapımcılar Birlği (AYP) de Twitter’dan yaptığı açıklamayla Ukrayna’nın işgal edilmesini kınarken, “Ukrayna, Avrupa Konseyi ve Eurimages üyesidir. Görsel-işitsel endüstri Avrupa’da derinden bağlantılıdır ve hem Avrupa’da hem de dünya çapında birçok uluslararası festivalde ve pazarda sunulan birçok mükemmel eserin ortak yapımcılığını yapmaktadır” dedi.
KinoSoyuz: Savaşa Hayır
İşgalin başlamasının ardından Rusya’da da savaş karşıtı sesler yükselmeye başladı. Rusya Sinemacılar ve Profesyonel Sinematografi Örgütleri ve Dernekleri Birliği (KinoSoyuz), Ukrayna işgalini “acı ve öfkeyle” karşıladıklarını duyurdu. “Savaşa Hayır” başlıklı açıklamanın imzacıları arasında yönetmenler Alexey Fedorchenko, Vladimir Kott ve Oksana Bychkova ile film eleştirmenleri Andrey Plakhov ve Viktor Matizen gibi isimler de bulunuyor. Hiçbir ulusal, politik veya jeopolitik değerin insan hayatından daha değerli olamayacağı söylenen açıklamada yaratıcı meslek gruplarına da çağrı yapıldı:
“Tüm yaratıcı mesleklerin temsilcilerini bu çağrı etrafında toplanmaya ve gerekçesi her ne olursa olsun her türlü meşrulaştırma, estetize etme, devlet şiddetini övme karşısında kişisel ve kurumsal bir moratoryum benimsemeye çağırıyoruz.”
KinoSoyuz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakınlığıyla bilinen Nikita Mikhalkov ve Rusya Sinemacılar Birliği yönetimini eleştirdikleri için birlikten ayrıldıklarını duyuran sinemacılar tarafından 2010 yılında kurulmuştu. KinoSoyuz, 2014’te Rusya’nın Kırım ilhakına karşı Ukrayna sinema camiasının yanında olduklarını duyurmuş, 2015 yazında da Rusya’da tutuklu bulunan Ukraynalı yönetmen Oleg Sentsov’un serbest bırakılması için girişimlerde bulunmuştu.
İşgalin uzaması halinde toplumsal muhalefete yönelik gelişebilecek saldırılar da sinemacıların gündeminde. Yapımcı Monica Hellström ve yönetmen Simon Lereng Wilmont belgeselleri The Distant Barking of Dogs (Olegs krig, 2017) ve A House Made of Splinters’ın (2022) kahramanlarının ülkeden çıkışına yardım ediyor. Los Angeles Times’ın haberine göre, The Distant Barking of Dogs’ta yer alan Oleg Afanasyev ve büyükannesi Alexandra Ryabichkina Hnutove, Donetsk’deki köylerinden tahliye edildi. Belgesel savaşın zorlu yaşam koşullarına rağmen evlerini terk etmek istemeyen Ryabichkina gibi insanları konu alıyor. A House Made of Splinters’ın odak noktası ise bir çocuk barınağı. Yapımcı Hellström, The Times’a gönderdiği bir mektupla Ukrayna’daki yardımcı yönetmen Azad Safarov ve koordinatör Lena Rozvadovksa’nın barınaktaki çocukları tahliye etmeye çalıştıklarını söyledi.
Sahraa Karimi’den Afgan Mültecilere Çağrı
Savaş yalnızca Ukrayna vatandaşlarını etkilemiyor. Geçtiğimiz yıl Taliban’ın Afganistan’da iktidarı ele geçirmesi sonrası ülkeden kaçan pek çok Afganistanlı Ukrayna’ya yerleşmişti. Taliban öncesi Afgan Film Örgütü’nün Başkanı olan yönetmen Sahraa Karimi, Ukrayna’daki Afgan mültecilere sosyal medyadan seslendi. Kendi ailesi de Kiev’de bulunan Karimi, Slovakya sınırına ulaşabilen Afgan mültecilere yardım edeceğini duyurdu.
Ukrayna işgaline dair sinema dünyasından belki de en çok gündem olan isim oyuncu Sean Penn oldu. Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalara dair bir belgesel hazırlığı için Kasım 2021’de bölgeye geldiği bilinen Penn’in Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yle görüşmesi Zelenski’nin sosyal medya hesaplarından duyuruldu. Penn’in hazırladığı belgeselin Vice Studios yapımı olduğu biliniyor.