Türkiye, 1 Mayıs İşçi Bayramı’na hukuksuz olduğu yönünde eleştirilerle karşılanan bir genelge ile girdi. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli genelgesinde, eylemler sırasında polislerin görüntülerini ya da seslerini kaydeden kişiler hakkında adli işlem yapılması gerektiği belirtiliyor. Genelgede, kolluk görevlilerinin uyguladığı hak ihlallerinin kaydını ve paylaşımını kolaylaştıran akıllı telefon ve sosyal medya gibi teknolojiler, “özel hayatın gizliliğinin ihlalini” artıran araçlar olarak ele alınıyor. Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş’ın imzasıyla yayınlanan genelgede, vatandaşların ses ve görüntü kaydı almasının polisin görevini yapmasını engellediği öne sürülüyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, 29 Nisan 2021 tarihinde Twitter hesabından bir açıklama yaparak, İçişleri Bakanlığı’nın söz konusu genelgeyle 1 Mayıs İşçi Bayramı öncesi personelini garantiye almayı amaçladığı yorumunu yaptı. Açıklamada “Personeliniz görevini ifa ederken işkence yaparsa kayıt da alınır, delil de toplanır. Çünkü tekrarla, işkence yapmak görev sınırlarınızda değil, suçtur!” ifadelerine yer verildi.
Sosyal medyada ‘ses ve görüntü yasağı’ olarak nitelenen genelge yoğun eleştiriler ile karşılanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, asıl amacın kolluk kuvvetinin yaptığı hukuksuzlukların ve polis şiddetinin gözler önüne serilmesini engellemek olduğunu dile getirirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir milletvekili Murat Çepni ise bu genelge ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün işkence yaptığını resmen kabul etmiş olduğunu söyledi. Uçurtmam Tellere Takıldı (2010) ve 16 Ton (2011) gibi belgeselleriyle tanınan gazeteci/yazar/belgeselci Ümit Kıvanç ise Twitter’dan yaptığı paylaşımda genelgenin ülkenin yönetimiyle ilgili bir hukuksuzluğa işaret ettiğini dile getirdi: “Bir ülkede Emniyet Genel Müdürlüğü ‘eylemlerde görüntü çekemezsiniz’ genelgesi yayımlayabiliyorsa, ülkeyi kısmen o yönetiyor demektir. Bu doğrudan, çalışma özgürlüğü, halkın haber alma hakkı ve basının kısıtlanması gibi çok daha büyük başlıklarla ilgili halbuki.”
Bağımsız gazeteci/video-aktivist Kazım Kızıl ise kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu soruları dile getirdi: “Bir video haberci olarak soruyorum bunu: Neden engelleniyoruz? Polisimiz(!) insanlara orantısız güç mü kullanıyor, gözaltına alırken kolları mı büküyor kırarcasına, plastik mermiyle insan mı yaralıyor, kafaları kaldırımlara yapıştırıp ayaklarıyla mı basıyor?”
Evrensel Gazetesi’nden Meltem Akyol’un hazırladığı haberde ise, CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal genelgedeki “özel hayat” tarifinin Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekiyor. Haberde Tanal’ın “Eylem alanı özel hayat olmaz, böyle bir özel hayat tarifi de olamaz. Böyle bir tarif ne Anayasa açısından ne uluslararası sözleşmeler ne de mevcut kanunlar açısından kabul edilebilir,” ifadelerine yer veriliyor. Yine aynı haberde, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise düzenlemeyi “ön sansür” olarak niteleyerek, genelgenin “Basın Kanunu, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı” olduğuna dikkat çekiyor.
Hatırlanacağı üzere, Fransa’da görev başındaki polislerin görüntülerinin çekilip yayımlanmasını yasaklayan Genel Güvenlik Yasa Tasarısı ülke genelinde protestolarla karşılanmıştı. 2020’nin Kasım ve Aralık yapılan eylemler sonrası tasarının, güvenlik güçlerinin görüntülerini yayınlayanlara 1 yıl hapis ve 45 bin euroya kadar para cezası verilmesini öngören 24. maddesi hükümet tarafından geri çekilmişti. Tasarıda polislerin görüntüsünün kaydedilmesi “fiziksel ve psikolojik bütünlüklerine zarar verdiği” gerekçesiyle suç sayılıyordu. O günden bugüne protestolara ve yoğun tartışmalara neden olan yasa tasarısı çeşitli değişikliklere tabi tutuldu ve 15 Nisan 2021’de parlamentoda onaylandı. 24. maddede yapılan değişiklikler protestocular ve basın kuruluşları tarafından yeterli bulunmazken, yasanın polisin kamusal alanda çekilmiş görüntüleri kullanma yetkisini ise genişlettiği görülüyor. Parlamentoda kabul edilen yasanın 22. maddesi güvenlik güçlerinin gösterilerde helikopter ya da insansız hava araçlarıyla (drone kameralarla) çektiği videoları yayınlamasına imkân tanımakta. Basın özgürlüğünü ihlal ettiği yönünde Avrupa Birliği sözcülerinden de eleştiriler alan Genel Güvenlik Yasa Tasarısı yasalaşmadan önce Anayasa Konseyi’nin denetiminden geçecek.